ABD'nin
Michigan eyaletinde bulunan St. Joseph'deki mahkeme binasında dün silahlı saldırı gerçekleşti. Saldırıda, 2 mahkeme çalışanı hayatını kaybederken, bir polis memuru da yaralandı. Saldırganın vurularak öldürüldüğü bildirildi. Yapılan ilk açıklamalarda, şüphelinin cezaevine götürüldüğü sırada görevlilerden birinin silahını alarak ateş açtığı kaydedildi.
ABD'de iki siyahi vatandaşın, polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan gerginlik gün geçtikçe tırmanıyor. Dallas'ta düzenlenen yürüyüşte, bir keskin nişancının 5 polisi öldürmesinden sonra güvenlik güçlerinin protestoculara yönelik tavrı daha da sertleşti. New York eyaletindeki Rochester şehrinde, bir aktivistin basına konuştuğu sırada tutuklanması ise sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri oldu. Kimliği açıklanmayan kadın göstericinin tam da "Daha fazla Rochesterlının sokağa çıkmasına ihtiyacımız var" dediği anda, 5 polis tarafından tutuklanması tepki çekti. Göstericiler "Adalet yoksa barış da yok" sloganları attı. Polis, gösterilerin en şiddetli olduğu Baton Rouge'da yol kapatanlara sert müdahalelerde bulundu. Bölgeye, ABD özel harekatçıları olan SWAT ekipleri sevk edildi.
BARUT FIÇISINA DÖNDÜ
Washington ve Philadelphia'da görev yapan eski bir polis Charles Ramsey de NBC kanalında "Ülke tarihinin son derece kritik bir dönemecini yaşıyoruz. ABD, barut fıçısının üzerinde oturuyor" ifadelerini kullandı. Uzmanlar, ırk bazlı bir ayrışmanın gün yüzüne çıkmasından endişe ediyor. İspanya gezisini kısa keserek ülkesine dönen ABD Başkanı Barack Obama'nın, hayatını kaybeden polis memurları için düzenlecek törende yapacağı konuşma merakla bekeniyor. Ancak, Obama'nın, polisin Alton Sterling adlı siyahi vatandaşı öldürdüğü Baton Rouge yerine Dallas'a gitmesi de eleştiriliyor. Uluslararası Af Örgütü ABD (AIUSA), toplu gözaltılarla ilgili resmi makamlara çağrıda bulunarak, polis ateşine karşı gösteri hakkının korunması gerektiğini bildirdi.