Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile dün gerçekleştirdiğimiz yuvarlak masa toplantısında ana gündem maddesi tahmin edileceği gibi Suriye idi. Ban Ki-moon'un anlattıklarından çıkardığım fikri açık bir dille yazmam gerekirse, BM'nin Suriye'de artık havlu attığını söylemeliyim. Ban Ki-moon, Suriye'de 10 kentte görev yapan 300 gözlemciden fazla bir şey beklemenin gerçekçi olmadığını ifade ediyor. Çünkü tamamen silahsız olan gözlemcilerin Suriye'de şiddeti durdurmak yönünde yapabilecekleri pek bir şey yok. Hemen peşinden ekliyor Ban Ki-moon: "Suriye'de bir B planımız yok." Bu cümleyi önceki gün de sarf etmişti. BM ve Arap Birliği'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çalıştığını söyleyen Ban Ki-moon, bütün umutlarını, hali hazırda başarısızlığı tüm taraflarca dile getirilen bir plana bağlamış görünüyor. BM, Suriye'de kanın nasıl duracağı konusunu ise Suriye hükümetine havale etmiş durumda. "Gözlemcilerimizin raporlarına göre, Suriye rejiminin elinde orantısız güç kullanabileceği silahlar mevcut" diyen Ban Ki-moon'un, "Şiddetin durması, Suriye hükümeti ve diğer milis güçlere bağlı" şeklindeki ifadesi, BM'nin içine düştüğü çaresizliği resmediyor. Hula katliamından sonra uluslararası toplumun konuya derinlemesine eğildiğini hatırlatan Genel Sekreter, Suriye'de yürütülen mevcut diplomasiden başka bir yol olmadığını kabullenmiş görünüyor. Mevcut diplomasinin meyvesinin ise şu ana kadar gerçekleşen en vahşi katliam olduğunu hatırlatmama gerek var mı?