SABAH'a konuşan Mustafa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrailli mevkidaşı Herzog ile görüşmesine ilişkin Erdoğan'ın Herzog'a "Bu şiddetin ve çatışmaların durdurulması için günlük şekilde siyonist çetelerin Müslümanları kışkırtmayı durdurması gerekiyor. Ancak bu şekilde kalıcı bir sakinlik orada hakim olur" dediğini aktardı.
Türk halkının kalbinde Mescid-i Aksa ve Filistin'in genel olarak ne kadar önemli ve hassas bir konu olduğunu bildiklerini söyleyen Mustafa, "Bu nedenle Türkiye'de hem resmi kanal, hem STK'lar hem de halk tarafından açık ve net bir şekilde tepki ve kınamalar gördük. Türkiye'den gelen tepki ve kınamaları çok değerli buluyor ve takdir ediyoruz. Türkiye Mescid-i Aksa ve kutsal varlıkların önemini çok iyi biliyor. Şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da uluslararası platformda çeşitli taraflarla telefon trafiğinin çok büyük rolü oldu" diye konuştu.
ERDOĞAN VE TÜRKİYE'NİN BU DURUŞUNU TAKDİR EDİYORUZ
Erdoğan'ın telefon diplomasisine Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşerek başladığını kaydeden Mustafa, "Bu görüşmeden sonra Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir telefon görüşmesi yaptı ve BM'nin sorumluluk almasını talep etti. İsrail'e baskı yapılarak hem kutsal mekanlarımıza hem Ramazan ayının kutsallığına saygı göstermesini sağlamasını istedi.Bu çabaların devamında Herzog ile telefon görüşmesi gerçekleşti ve Erdoğan Kudüs, Mescid-i Aksa ve kutsal varlıklarımıza saygı gösterilmesi gerektiğini iletti. Ayrıca İsrail'in ezelden beri kutsal yeri olan Mescid-i Aksa'nın ve Ramazan ayının kutsallığına saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Erdoğan Herzog'a "Bu şiddetin ve çatışmaların durdurulması için günlük şekilde Siyonist çetelerin Müslümanları kışkırtmayı durdurması gerekiyor. Ancak bu şekilde kalıcı bir sakinlik orada hakim olur" dedi. Biz Filistinliler olarak genel anlamda Erdoğan ve Türkiye'nin bu duruşunu takdir ediyoruz. İsrail'in uygulamalarına karşı bunu çok önemli ve değerli buluyoruz" açıklamasında bulundu.
DİPLOMATİK ÇABALAR SAYESİNDE İSRAİL BÖYLE BİR KARAR ALDI
Mustafa, İsrail medyasında yer alan Erdoğan-Herzog görüşmesi sonrası İsrail'in Mescid-i Aksa'yı Yahudilerin girişine kapattığı iddialarına ilişkin şunları söyledi: "Görünen o ki baskılar ve diplomatik çabalar sayesinde İsrail böyle bir karar aldı. Fakat bunun gerçekten uygulandığını görmek için biraz sabretmek lazım.İsrail'in ciddi anlamda bir adım mı attı yoksa sadece göz boyamak için mi böyle bir bilgi verdiğini zamanla göreceğiz. Bu karar ilk defa alınıyor fakat sınırlı bir karar. Sadece Ramazan ayı süresince. Ramazan ayı sonunda yürürlükten kalkacak. Bu baskıların durdurulması için emekler harcandığını gördük ve bunun neticesinde böyle bir şey olduğunu düşünüyoruz. Erdoğan'ın çabasını çok önemsiyor ve takdirle karşılıyoruz"
TÜRKİYE HER ŞARTTA FİLİSTİN DAVASINA SAHİP ÇIKAR
Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşmesinin bazı Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşmesi ile aynı şey olmadığını vurgulayan Mustafa, "Bazı Arap ülkeleri Trump döneminde ilk defa İsrail ile ilişkiler kurmaya başladı. Biz Türkiye'nin büyük ve egemen bir devlet olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin kararlarını kendi menfaatleri ve politikaları doğrultusunda aldığını biliyoruz ve buna sonsuz saygımız var ve hiçbir itirazımız yok. Şundan eminiz "Türkiye, İsrail dahil herhangi bir ülke ile normalleşmeye gittiği zaman bu Filistin halkının menfaatlerini göz ardı etmek anlamına gelmiyor. Filistin davasına Türkiye her şartta sahip çıkar. Her şartta Filistin halkına olan zulme tepki gösterecek ve kınayacaktır" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'NİN POLİTİKASINDAKİ AKIL VE DİRAYETE GÜVENİYORUZ
Türkiye'nin İsrail ile normalleşme sürecinin topyekün bir normalleşme sürecinin bir parçası olduğunu kaydeden Mustafa, "Bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nu önümüzdeki ay sonunda Filistin'e bekliyoruz. Ramallah'ta Filistinli yetkililerle görüşmeleri olacak. Ayrıca Türkiye-Filistin hükümetler arası konseyin toplantıları yapılacak ve birçok işbirliği anlaşması imzalanacak. Filistin ziyaretinden sonra Sayın Bakanın başka ülkeleri ziyareti de doğal bir şeydir. Biz Türkiye'nin politikasındaki akıl ve dirayete güveniyoruz. İsrail ile olan ilişkileri konusunda herhangi bir endişemiz yok" değerlendirmesinde bulundu.
MESCİD-İ AKSA'YI YIKARAK HEYKEL DİKMEK İSTİYORLAR
İsrail hükümetinde yer alan aşırıcı sağ kesimin hükümet içinden gördüğü destekle daha cesur hareket etmeye ve açık şekilde planlarını açıklamaya başladıklarını ifade eden Mustafa, "Örneğin Mescid-i Aksa'yı bölme, yıkarak yerine heykel dikme konusunu da açık açık söylüyorlar. İsrail daha önce mekânsal olarak El Halil kentinde Hazreti İbrahim Türbesini bölerek bir bölümünü Yahudilere bir bölümünü Müslümanlara ayırmıştı. Planları aynı şeyi Mescid-i Aksa'da uygulamak. Fakat şartlar onun için henüz oluşmadı. Bu bölme işlemi hiçbir şekilde kabul edilebilir değil, izin verilmeyecektir. Şu anda mekan değil zaman bölgesi yapıyorlar. Belli zaman Müslümanlar belli zaman Yahudiler için. Bu zaman bölmesine göre onların planı sabah 7-11 arası sadece Yahudiler bulunacak, bu Cuma Cumartesi hariç her gün bu şekilde olsun istiyorlar. Her gün yaşanan çatışmanın nedeni budur. Halkımız bunun mücadelesini veriyor. Mescid-i Aksa eskiden de Müslümanlarındı, bugün de Müslümanlarındır, gelecekte de sadece Müslümanların olacaktır" şeklinde konuştu.
İSRAİL DÜNYAYA YALAN SÖYLÜYOR
Mescid-i Aksa'da yaşananları engellemenin İsrail hükümetinin elinde olduğunu dile getiren Mustafa şöyle devam etti: "İsrail hükümeti bu çeteler için ortam hazırlıyor. Yardım ve yataklık ediyor. Bu çetelerin Mescid-i Aksaya girişi İsrail polisinin denetiminde oluyor. İsrail hükümeti Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze'den Mescid-i Aksa'ya gelmesine kesinlikle izin vermiyor. Ve dünyaya 'biz din ve inanç özgürlüğünü savunuyoruz' diyor. Gerçekte olan bu söylentilerle hiç örtüşmüyor. İsrail açık ve net şekilde dünyaya yalan söylüyor"
