Cerenimizi kaybettik. Saat 00.53'te gelen bu kısacık telefon mesajı, 100 gündür gelmemesi için dua edilen o kötü sonu haber veriyordu.
Duygu Dağlar, bir ömre değer 6 yıl geçirdiği
"Ceren"ine veda zamanının geldiğini, dostlarına böyle bildirmişti.
Hepimizin beklediği mucize ne yazık ki gerçekleşmedi. Sarkom denen illet
'Prenses'in tüm vücudunu sardı. Ceren direndikçe büyüdü. Kolay olmadı Ceren'i teslim alması ama 4 ay biçilen ömrü, minik vücudu ancak 6.5 aya çıkarabilmişti.
Bu kısa mesaj, savaşın kaybedildiğini haber veriyordu.
Telefon şirketinin bize oynadığı oyun ise, 20 saat sonra ortaya çıktı.
Duygucuk, "Keşke iyi haberler verebilseydim.
Meleğimin durumu iyice ağırlaştı.
Dün gece akciğerinden kanama başladı.
Uyuttuk.
Bekliyoruz..." mesajını göndermişti. Ceren'i sevenleri bu duruma alıştırmak için. Ama önce acı haber, ardından bu mesajı alabildim.
"SÖZÜN ÇOK AĞIR, ZAFERİM"
Ceren'i Söke'de dedesinin koynuna yatırdıktan sonra Duygu, "Bebeğim sakın korkma.
Babanla en kısa zamanda yanına geleceğiz. Hacı deden bu arada sana çok iyi bakacak. Sen bizim canımızsın. Sen gittin, biz cansız kaldık. Allahım güç ver ne olur" diye yazdı.
Duygum, seni,
"canın" o illetle savaşırken hasta evinde tanıdım. Sen çok güçlü annesin. O acında bile başka hasta yakınları rahat etsin diye hasta evine yardım için röportaja izin verdin.
Ceren o minicik vücudu, koca kalbi ile kendisi gibi hasta çocuklara yardımcı oldu. En azından benim bildiğim bir hasta odası, Ceren ve senin sayende satıldı. Ceren gibi prensesler tedavi görürken anneleri o sıcacık odada sizler sayesinde kalabilecek.
Annesi merak etme, sen Ceren ile buluşuncaya kadar onun gibi melekler Ceren'e çok iyi bakacak.
Ancak birkaç gün dayanabilir diye yatırdığı prensesini sevgisi ile 100 gün yaşatan, iki defa duran minik kalbine bizzat müdahale ederek hayata döndüren Zafer Dağlar, kızının ardından,
"Prensesim affetme babanı. Sana ışık olamadı" diye yazdı.
Ceren'in hastalığı boyunca kendisine konuşmayı bile yasaklayan Zafer kardeşim, Ceren'i o hasta yatağında mutlu etmek için koşuşturmalarını, insanüstü gücünü herkes gördü.
"Affetme beni kızım" sözün çok ağır Zaferim. Değil affedilmeyecek, affedilecek bir suçun da yok.
ÖNCÜLÜK ETMELİSİNİZ
Bu gencecik yaşta çok büyük bir sınav verdiniz.
Acınız çok büyük ama ne mutlu size ki acınızı paylaşacak çok dost biriktirmişsiniz. Siz canınızı kaybettiniz ama evladını sizlere emanet edecek anne babalar sizi bekliyor. Onların prenslerini, prenseslerini acılarından kurtaracaksınız. Ameliyathane kapısında nefesini tutmuş iyi haber bekleyen anne babalara vereceğiniz her müjdede Ceren'i yaşatacaksınız.
Şimdi ikinizden de Ceren'in hastalığı sırasında size sıcak yuva olan KİT-VAK Hasta ve Hasta Yakınları Misafirevi'nin benzerinin Antalya'da çalıştığınız hastanede de yapılması için öncülük etmenizi bekliyorum.
KİT-VAK'ın bu konuda size yardımcı olacağına ve o misafirevinin kurulmasına destek olacaklarına, oraya Ceren'in isminin verilmesini severek kabul edeceklerine inanıyorum.
Rahat uyu Cerenim. Dualarımız seninle.