Hakan Günday, Yazarlar İzmir İçin Okuyor etkinliği için İzmir'deydi. Etkinlik vesilesiyle buluşmuşken, sizlerin merak ettiği konuları sordum kendisine. Öncelikle Günday'ın kitaplarını ezberlercesine okuyan biri olarak, karşımda nasıl birini bulacağımı merak ediyordum. Romanlarındaki o asi, sert ve biraz da maço tavırlı erkeklerden biri mi çıkacaktı karşımaki o zaman bu röportaj çok kısa sürecek demekti, yoksa kendisini yazdıklarından ayrı tutmayı başaran bir edebiyat tutkunu mu görecektim? Röportajın ardından edebiyat dünyasının durumunu hararetle tartıştığımızı söylersem, sanırım karşımda nasıl bir Hakan Günday bulduğumu da anlatmış olurum. Etkinlik vesilesiyle sizlerin merak ettiği konuları sordum kendisine.
Kitaplarınız geçtiğimiz yıllarda tiyatroya uyarlandı. Şimdi Piç, 'Hiç' olarak sinemaya da uyarlanıyor. Peki sizi en çok hangisi etkiliyor? Tiyatro, sinema, roman? Hepsinin yeri ayrı. Bir de yanlarında bunların kocaman bir müzik duruyor. Hepsi başka tarafları harekete geçiriyor, başka hayalleri. Onun için zaten birbirlerinin arasındaki geçiş süreci, uyarlamalar çok heyecanlı işler. Bir gezegenden bir gezegene gitmek kadar tesadüfi ama planlamaya da dayanan işler. Bir kitabı, sinemaya uyarlamak Jüpiter'e araç göndermek gibi. Jüpitere hiç varamayabilir ama vardı mı da; Jüpiteri seyredersiniz.
Az, bu ay Fransızca olarak yayınlandı. Birçok dile daha çevrilecek kitaplarınız ama kendi eserlerinizi en çok görmek istediğiniz ülkeyi merak ediyorum. Kitaplarım, bu ülkede konuşulan her dile çevrilse yeter.
Az dışındaki romanlarınızda aşkı ön plana çıkarmadınız. Aslında Az'daki de epey farklı bir aşk biçimiydi. Sizin için aşk, hayatın neresinde? Aslında Zargana aşk romanıydı, hiç öyle durmasa da. Ben çok romantik bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kinyas ve Kayra'daki karakterlere benzeyen karakterlerin aşık olduğunda ne olacağı, hiçbir yere ait olamayanların bir şahsa ait hissettiklerinde ne olacağıyla ilgilidir. Aşk, ölüm gibi bir şey. Ölüm neresinde hayatı; her yerinde. Her an ölen hücrelerinizi düşünürseniz. Aşk, zaman gibi bir şey.
İzmir'de yazarlık okulunda atölye çalışması yapacaksınız. Okurlarınızı, eğitime katılacakları neler bekliyor? Gerilim bekliyor. Karşılıklı duracağız ve birbirimize bakacağız, ta ki içimizden biri bir hikaye anlatana kadar. İlk hikayeye kadar susacağız, karşılıklı.