38 yaşındaki Mehmet Arslan'ın hayatı, 2005'te hiç yüzünden karardı. İstanbul'da amcasının oğlu 30 yaşındaki Kemal Arslan, ikinci el cep telefonunun arızalı çıkması nedeniyle seyyar satıcı ile tartışma yaşadı. Bu sırada Kemal Arslan, kuzeni Mehmet Arslan'ı olay yerine çağırdı. Mehmet Arslan da arayı bulmak ve iki tarafı yatıştırmak için olay yerine gitti. Aracından iner inmez konuyla hiçbir bağlantısı olmadığı halde bir anda patlayan silahlardan çıkan kurşunların hedefi oldu. Omuriliğine isabet eden kurşun nedeniyle yere yığılan Mehmet Arslan, 2 yıl yatalak kaldıktan sonra tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. O dönemde ütü paket atölyesi bulunan ve nişanlı olan Mehmet Arslan hem işini hem de nişanlısını kaybetti. Arslan, "Nişanlımla evlenecektim. Güzel günler hayal ediyorduk. Hiçbiri olmadı. Tekerlekli sandalyeye mahkum kaldım. Beni engelli olmam değil, zanlıların yakalanmaması yıktı. Yakalansınlar başka bir şey istemiyorum" dedi.
2005'İ UNUTAMIYOR
Olay, 20 Temmuz 2005'te İstanbul Zeytinburnu'nda yaşandı. Kemal Arslan, sokakta cep telefonu satan bir seyyar satıcıdan ikinci el cep telefonu aldı. Telefonunun arızalı çıkması üzerine Kemal Arslan, satıcının yanına giderek değiştirmesini istedi. Ancak satıcı ile arasında tartışma yaşandı. Satıcı cep telefonunu geri almadı, bunun üzerine Arslan olay yerinden ayrıldı. Kimliği belirsiz seyyar satıcı Kemal Arslan'ı bir gün sonra telefonla arayarak, arızalı cep telefonunu değiştireceğini söyledi, yanına çağırdı. Telefon görüşmesinin ardından Kemal Arslan, kuzenleri Abdullatif ve Murat Arslan'la birlikte satıcının yanına gitti. Fakat kuzenleri kötü bir sürpriz bekliyordu. Kemal, Murat ve Abdullatif Arslan, satıcının yanına geldiklerinde kalabalık bir grubun kendilerini karşıladığını gördü. Abdullatif Arslan, amcasının oğlu Mehmet Arslan'ı cep telefonundan aradı, başlarının derde girdiğini söyledi.
ŞAŞIRIP KALDILAR
O dönemde ütü paket atölyesi bulunan Mehmet Arslan, 26 yaşındaki arkadaşı Akif Karamalı ile birlikte aracıyla ilerlerken kuzeninden gelen telefon üzerine olay yerine gitti. Mehmet Arslan ve Akif Karamalı otomobilden iner inmez silahlar patladı. Kurşunların hedefi olan ve neye uğradığını şaşıran Mehmet Arslan, omuriliğine isabet eden kurşunla kanlar içerisinde yere yıkıldı. Akif Karamalı, Abdullatif, Kemal ve Murat Arslan ayaklarından yaralandı. Olaydan sonra 4 kişiyi çeşitli yaralayan kişi, kayıplara karıştı. Aradan 8 yıl geçmesine rağmen hala failler yakalanmadı. Olay Mehmet ile Murat Arslan'da kalıcı hasar bıraktı. Murat bacağına giren kurşun nedeniyle koltuk değnekleriyle yürümek zorunda kaldı, Mehmet tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
Dayısı Fikret Tuncer'e dua ediyor
Bir hiç yüzünden sağlığını kaybettiğini ve tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu söyleyen Mehmet Arslan, içini Egeli Sabah'a döktü. Olaydan sonra 2 yıl boyunca yatalak kaldığını söyleyen Arslan, "Bir yıl İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gördü. Bir yıl da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yattım. Dayım Fikret Tuncer sayesinde biraz olsun toparlandım. Allah razı olsun. Yoksa yatalaktım. Omuriliğimdeki kurşun ise, hala duruyor" dedi. Arslan, "Ben tekerlekli sandalyeye alıştım. Beni bu hale getirenlerin cezalandırılmamasına üzülüyorum"dedi.