Sevgili okurum Ayla Hanım bir grup okuyucumla birlikte elektronik posta yollamış. "Sevgili Yurttaş Hülya! Her yazını ilgiyle okuyup komşularla en ince ayrıntısına kadar değerlendiriyoruz.
Televizyonda sabah programı izler gibi" diyor.
Çok hoşuma gitti doğrusu.
Ama sonrasında çok acı bir konuyu ele almış... Tahmin ettiniz değil mi?
Şiddet...
Şiddet her gün sağımızı solumuzu, önümüzü arkamızı koşarcasına sarıyor.
Neredeyse yaşamımızdan bir parça olma durumunu aldı.
Televizyonu açar açmaz başlıyor. Gazete ile devam ediyor.
- Annesini telle boğdu.
- Boşanmak isteyen eşini, kayınvalidesini, baldızını kurşun yağmuruna tuttu!
- Boşandığı eşini çocuklarının önünde öldürdü.
- Borcunu ödeyemeyince karısını, çocuklarını öldürdü, iki aylık bebeği de açlıktan öldü.
- Öğretmenini sınıfta bıçakladı...
Devam edip gidiyor...
AÇIKLAMA FURYASI
Ve sivil toplum kuruluşları devreye giriyor. Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tüm gücü ile devrede.
Konu acil ele alındı, açıklamalar geldi:
-
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Adana Pozantı Cezaevi'nde yaşanan çocuk istismarı üzerine bir açıklama yaptı. Açıklamada, çocuklara şiddet gösterenlerin ve çocukların birbirlerine şiddet göstermesine ses çıkarmayan, görmezden gelen ve hatta neden olanların soruşturulması, cezasız bırakılmaması, şiddet gören/şiddet gösteren çocuklara yönelik iyileştirme çalışmalarının başlatılması, onarıcı adalet yaklaşımının uygulanması istendi.
- Jandarma, kırsal alanlarda aile içi şiddet önlenmesi için eğitim seferberliği başlattı.
Kadın ve çocuk amirliği, Başkent'in kırsal alanında 2012 yılında şiddete uğrayan 74 kadına ulaşarak konukevine yerleştirdi.
- Şiddet vakalarının son yıllarda sık sık gündeme gelmesi ve yasal önlemlere karşın azalmaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir önlem alma yoluna gitti. Özel büro kuruldu. Büronun kuruluşundan bu yana savcılığa toplam 3 bin 868 olay yansımış. Bu da ayda 1100 dosyaya tekabül ediyor.
Bunların yüzde 80'i için dava açılıyor.
Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüp, Fatih, Kâğıthane, Sarıyer, Şişli ilçelerindeki tüm olaylar büroya geliyor.
Bu da yoğun bir iş yükü anlamına geliyor. Bürodaki her savcıya ayda 150-200 dosya düşüyor.
BAKANLIK BOŞ DURMUYOR
- Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu konuda Eylem Planı (2012-2015) hazırlanmıştır.
Hazırlanan plan ile toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 5 temel alanda iyileştirme hedeflenmiştir.
Söz konusu alanlar şöyledir:
- Yasal düzenlemeler,
- Farkındalık yaratma ve zihniyet dönüşümünün sağlanması,
- Kadının güçlendirilmesi ve koruyucuhizmet sunumu
- Sağlık hizmeti sunumu,
- Kurum/kuruluşlar arası işbirliği...
Yani çalışmalar hızla devam ediyor.
- Ancak yapılacak en önemli iş, en küçük toplum olan ailede başlamalı.
- İlk eğitim evde, sonra okulda devam etmeli.
Çünkü evde baba, anneyi dövünce, çocuk da okulda arkadaşlarını dövüyor ve süreç başlıyor.
- Anne-baba okulları çoğalmalı.
- Bu konuda savcıların yetkisi artmalı ve ön kapıdan giren arkadan çıkıp gitmemeli.
Adam kadını dayaktan haşat etmiş, doymamış üstünden motosikletle geçmiş. Aaa baktık, serbest kalmış. Kadının kolu ayağı, kafatası kırık hastahanede yatıyor. 13 yaşında çocuğa tecavüz et. İyi hal indirimi al. Kaldırımda yürüyene çarp, öldür. Serbest kal.
- İşte tüm bu konuları ve diğer olumsuz uygulamaların da değişeceği kanun düzenlemeleri olmalı.
Sevgili okurlarım, şiddetin yaşamınızda olmadığı güzel günleriniz olsun.