İzmir'in tanınmış kadınları, son iki aydır otistik çocuklar için seferber oldu. Provalarda çocukların ilgisi çabuk dağıldı, her biri önemli yerlerde görevli kadınların randevuları çakıştı, 3-5 çalışma ancak yapılabildi. Ömründe hiç sahneye çıkmamış, kendi düğününde bile dans etmekte zorlanmış kadınlar, Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi'nin 1200 kişilik salonunda, otistik çocuklarla tango yaptı. Kendi sesini hiç mikrofondan duymamış, belki banyoda dahi şarkı söylememiş kadınlar, yüzlerce seyircinin önünde otistik çocuklarla şarkı söyledi. Nasıl olacak denen gecede, Yağmur Çocuklar, Otistik Çocuklar Beceri Şöleni'ni düzenleyenler ile gönüllü kadınlar, salonu dolduran duyarlı İzmirliler tarafından ayakta alkışlandı. İzmirli kadınlar, otizm konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra farklılığını da ortaya koydu. Duygusu, gözyaşı, gururu bol gecenin mimarı, KAMED'in (Kadın Meclis Üyeleri Derneği) Başkanı Ayşe Akın ile Gülnur Vural'ın Narlıdere'deki evinde bir araya geldik, KAMED'i, tüm Türkiye'ye yaymak istediği "Yağmur Çocuklar Projesi"ni konuştuk.
Neden siyaset?
- Aslında hiç gerçek anlamda siyaset yapmadım. Derneklerde çalışır gibi hizmet yaptım. 93 yılında, Tansu Çiller'i çok beğendiğim için DYP'den siyasete girdim. 94 yılında da Konak ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve Burhan Özfatura'nın başkan vekili oldum. 5 yıl başkan vekilliğini yaptım. Sonra siyasete ara verdim.
40 ÜYELİ BİR DERNEK
KAMED ne zaman kuruldu?
- 2012 yılının Mayıs ayında kuruldu. Türkiye'nin ilk ve tek derneği bu alanda. Bütün partilerin belediye ve il genel meclislerinin üyeliğini yapmış ve yapmakta olan kadınların oluşturduğu 40 üyeli dernek. Nurgül Uçar, Funda Özçoban, Yeşim Gülhan ve Günsel Sağlam ile beraber çalışıyoruz.
Neden bu kadar az üyesi var?
- Belediyelerimiz eski meclis üyelerinin kayıtlarını iyi tutmamış. İsimlerini ve irtibat telefonlarını almakta zorlanıyoruz ama yavaş yavaş büyüyoruz. Önümüzdeki Mayıs'ta, Türkiye unvanını almak istiyoruz. Amacımız, tüm ülkeye yayılmak. 2012 yılı başında kadınların yerel yönetimdeki yüzdesinin 2.5 olduğunu gördükten sonra, böyle bir dernek kurma fikri gelişti. İzmir, kadın il genel meclisi sayısında Türkiye'de 4. şu anda. Siirt birinci, Diyarbakır ikinci, Eskişehir üçüncü, İzmir dördüncü sırada. İzmir'e 208 kilometre uzaklıktaki Uşak'ta sıfır. Bu kadar yakınımızda bile yok. O yüzden amacımız, siyasetteki kadın sayısını artırmak, seçildikten sonra da siyasette aktif olmasını sağlamak. Bir meclis üyemiz, "Çalışmalarımızı yapıyoruz, erkeklere veriyoruz, Meclis'te onlar konuşma yapıyor" dedi. Bunların olmamasını sağlamak amacımız. Gaziantep'e gittiğimde hem AK Parti hem CHP'yi ziyaret ettim. Oradaki meclis üyelerinin sıkıntısı da buradakiyle aynı. Yani bütün Türkiye'deki kadınlarımızın sıkıntısı aynı. Önemli komisyonlarda kadın meclis üyelerine yer vermek istemiyorlar. Kadın farklıdır, her şeyi organize eder. Bir anda 3 işi yapabilir. Bir de şehri en çok yaşayan kadındır. Neyin daha düzgün olursa hayatın daha kolay olacağını bilen kadındır. Onlar da mecliste olunca, şehirlerimiz daha yaşanır hale gelecek diye düşünüyorum ama bence İzmir dahi kadınlara çok hazır değil. Türkiye'deki 2 bin 970 belediyenin sadece 26'sının başkanı kadın.. Sadece 2 ilde kadın belediye başkanı var, Aydın ve Tunceli. Onun dışındakiler ilçe ve belde.
"SİYASET YAPMIYORUZ"
Yönetim oluşturulurken her siyasi partiden mi almaya çalıştınız?
- Hayır, KAMED kesinlikle siyaset yapmıyor ve yapmayacak da. Amacımız sadece kadınlarımızın siyasette hak ettiği yere gelmesi. Bana göre önce bu işler muhtarlıktan başlamalı. Muhtarlar meclis üyesi, meclis üyeleri de milletvekili olmalı. Çünkü, daha şehrinde ne olduğunu bilmeyen kişi, Ankara'ya gittiği zaman çok kopuk oluyor, hiçbir şey yapamıyor. Mücadele de vermiyor, çünkü bence neyin mücadelesini vereceğini bana göre bilemiyor.
Yağmur Çocuklar KAMED'in ilk projesi mi oldu?
- Evet KAMED'in ilk organizasyonu, Yağmur Çocuklar. Sağ olsun sevgili Gülnur ile beraber el ele verdik, tüm KAMED yönetimi ve kadınlarımızla beraber böyle bir projeyi başlattık. Etkinliklerimizin ikincisi hakikaten çok güzel oldu. Bizim bile hayallerimizin ötesinde bir proje ortaya çıktı.
"İYİ NİYETLE ÇALIŞTIK"
Yağmur Çocuklar nereden geldi aklınıza?
- Gecede Burçin Büke ile çalan otistik çocuğumuz Ateş Güldoğan'ın babası Ercan Güldoğan ve birkaç arkadaşımızla otururken, KAMED'in büyük bir proje yapmasını arzu ettiğimden bahsettim. Ercan, "Sen Ateş'i piyano çalarken izleyemedin" deyince, "Belki bir şeyler yaparız, dinleriz" dedim, fikir böyle oluştu. Ardından da Burhan Özfatura'nın Otizm Vakfı'nı kurması ve başında olması, otizm ile ilgili bir proje yapmamızı gündeme getirdi. Sadece bir gece diye düşünmüştük, Moris Bencuya ve Ömer Ünal beyle görüşürken, Nisan'da otizm haftası olacağını belirterek, o aya kadar uzayan bir proje olmasını önerdiler. Aralık ayında Salih Zengin 250 abanoz ağacı üstü altın, Abidin Kuyumcuk da gümüş üstü swarovski taşlı bileklik bağışladı. Bunları arkadaşlarımıza hediye ediyoruz, onlar da bize bağışta bulunuyorlar. Moris Bencuya da okuyan bir Yağmur Çocuğumuzun çizdiği bir resmin yer aldığı Yağmur Çocuklar çikolatalarımız var. Aralık ayımız öyle geçti. İkinci etkinliğimiz Yağmur Çocuklar Beceri Şöleni, gerçekten beklediğimizin de ötesinde başarılı geçti. Öğretmenlerimiz, kadınlarımız çocuklarımız, hepimiz beraber iyi niyetle çalıştık. Baştan sona iyi niyetle pozitif düşündük o yüzden de hiç provasız herşey çok güzel oldu. Kürsüye sadece konuşmak için çıkmış veya hiç çıkmamış arkadaşlarımız var. Hepsi çok önemli isimler ama hepsi bize inandılar ve sahneye çıktı. O geceyi gördükten sonra herkes çok ulvi bir şey yaptık diye teşekkür etti. Biz de onlara çok teşekkür ediyoruz. Hiçbirimizin sahne tecrübesi yoktu. Ben hiç tango yapmamıştım. Biz orada hatasız bir şey yapma iddiasında değildik. Belki ondan organizasyon güzeldi. Herkes büyük özveriyle çalıştı. Moris Bencuya Otistik Okulu'nun Müdürü Ömer Ünal, Sabahat Akşiray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi Müdürü Sadettin Akci çok büyük emek harcadı. Yönetim Kurulu üyelerimiz Nurgul Uçar Aktuğ ve Funda Özçoban hem katkıları hem katılımlarıyla güç verdi. İzmirli kadınlarla büyüdük, güçlendik. 21 Şubat'ta da Hilton Oteli'nde defilemiz var.
YALNIZ KENDİSİ DEĞİL AİLESİ DE SEFERBER OLDU
Yağmur Çocuklar Projesi Yürütme Kurulu Başkanı Gülnur Vural, fiilen hiç yapmasa da bir eğitimci olarak hep çocukların eğitimine katkıda bulunacak projelerin içinde yer aldı. Otistik çocuklar için yardım istendiğinde ise yalnız kendisini, arkadaşlarını değil, ailesini de seferber etti. Yağmur Çocuklar'ın ses getiren ikinci etkinliğine, oğlu Ekin Vural ve şirketi SUV Yapı sponsor oldu. Etkinliğin bu kadar başarılı sonuçlanması, projenin başındaki kişi olarak Gülnur Vural'ı ayrıca gururlandırdı.
Çalışıyor musunuz?
- Mahir Ekin Vural MEV İnşaat Şirketi'nde yarı zamanlı olarak çalışıyorum. Haftada 2-3 gün mutlaka ofise gidiyorum. İnşaatta da moda var ve birçok şey sürekli değişiyor. O yüzden ara vermemem ve o değişiklikleri şirket adına takip etmem gerekiyor. Tabii Yağmur Çocuklar Projesi başladığından bu yana, çok fazla ilgilenemedim şirketle.
20 YILLIK ARKADAŞLAR
Siz projenin içine nasıl girdiniz?
- Ekim ayında Ayşe Akın aradı, KAMED'i ve Yağmur Çocuklar Projesini anlattı, "Destek verirsen memnun olurum" dedi. KAMED bir kadın derneği olduğu ve işin içinde çocuklar ve eğitim bulunduğu için destek vermek gerektiğini düşündüm. O günden beri de beraberiz. EGİAD camiasından tanıyorum. O zaman da güzel çalışmalarımız oldu. Arkadaşlığımız 20 senedir hiç kesilmedi, her zaman beraberdik. Böyle bir projede de destek isteyince, tabii ben de kucağımı açtım ona. İzmirlilere, kendime ve Ayşe Akın'a güvendiğim için böyle bir adım attım. Çok güzel etkinlikler oluyor. Güzel destek görüyoruz arkadaşlarımızdan, dostlarımızdan. Ayrıca eğitimci olduğumdan çocukların eğitimi benim için önemli.
İnşaatçı değil misiniz?
- Eğitim fakültesinden mezunum. İngilizce öğretmeniyim ama mesleğimi hiç yapmadım. Eşimi ve işimi anlayabilmek için mimarlıkla ilgili kurslara gittim. Kadınlar ve çocuklar söz konusu olduğunda her projenin içindeyim. Ayrıca Soroptemistlerde de çalışıyorum. Şimdi bu proje baskın geldi. Destek vermek istedim. Kadınlara ve otistik çocuklara farkındalık yaratmak için ilk adımımızı attık, ilk adımın sonuçlarından da mutluyuz. Gurur verici bir şey yaptık. İzmir'in farkı ortada. İzmirli kadınlar tek bir yerde birleşebilirler. Böyle bir çalışma başka bir yerde pek kolay olmaz. İzmir'in kadını kendine güvenlidir, gerektiğinde bir yumruk olur. Biz bu projede bunu gördük. Bundan sonra da bizi izlemeye devam edin ve hep bizimle kalın diyoruz.
GÜZEL FİKİRLER ÜRETİLDİ
Kaç kadın destekçiniz var?
- Biz hiçbir ayrım yapmadan, tanıdığımız, bize destek verebilecek herkesi bir arada görmek istedik ve çağırdık. Şimdilik 92 kişiyiz. Bu kartopu gibi büyüyecek. Bunu biliyorum.
Başlangıçta bu kadar büyük organizasyon düşünmüyordunuz...
- Evet düşündüğümüzden büyük, düşündüğümüzden güzel organizasyonlar yapıyoruz. Kadınlar çok güzel fikirler üretti, onların verdiği doğrultuda tabii her proje genişledi. Başlangıçta, birkaç etkinlikle 2-3 ayda toparlarız diye düşünüyorduk ama gelen destek ve önerilerle damlalarımız büyüdü ve büyümeye devam edecek. Herkes seferber oldu. Etkinliklerimize katılan sanatçılarımız da Eylül'den sonra bir şeyler yapmak istiyor bizimle. Onlar da çok etkilenmişler. "Biz çok organizasyonlara gidiyoruz ama böylesini görmedik" diyorlar. Yazdan sonra devamını yaparız diye düşünüyoruz. Herkes çok arzulu.
Proje nereye kadar gidebilir?
- Mevcut projelerimizi iyi organize etmek ve sesimizi yeterli duyurmak için çalışıyoruz. Şimdi ona odaklıyız. Biz yaptığımızın en iyisini yapmak istiyoruz. Belki ileride projeyi büyüterek bunları yapabileceğimiz, büyük paralar toplanabilecek etkinlikler üzerinde yoğunlaşabiliriz.
ŞİMDİ PODYUMA ÇIKACAKLAR
Defilede "Yağmur Çocuklar" mı podyuma çıkacak?
- Yağmur Çocuklar prens, İzmirli 35 kadın da Disney prensesi olacak. Otistik çocuklarla beraber sahneye çıkacağız. Daha fazla anlatmayayım, gizem kalsın. İzmir'in farkı orada da görülecek tabii. Defile konusunda Gülnur Vural, Meral Simson, Zeynep Acar ve Belgin Tunaboylu destek veriyor. Defilenin ana sponsoru da Norm Cıvata. Her organizasyonumuzun bir ana sponsoru oluyor. Aralık ayında Salih Zengin ana sponsorumuzdu. Ocak ayının sponsorluğunu SUV Yapı Ekin Vural üstlendi.
Her ay bir etkinlik mi var?
- Mart ayı için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza müracaatımızı yaptık, ondan cevap bekliyoruz. Sağ olsunlar, Ocak ayı organizasyonumuz için bize çok destek verdi. Bütün gönüllü kadınlarımız ve çocuklarımızın birlikte yapacağı 50'ye 70 resimler, ünlü ressam İsmail Acar tarafından bir bütün haline getirilecek. İki taraflı bir resim olacak bu. Bizim düşüncemiz, 7'ye 2 Kordon'a yanlamasına koymak. Böyle bir çalışmayı herkesin görmesini arzu ediyoruz. Tabii Büyükşehir Belediye Başkanımız Kordon değil, başka yer olur derse, o da olabilir. Farkındalığı böyle artıracağız. Sadece bizim organizasyonumuza gelenler, gazetelerde okuyanların değil, herkesin görmesini istiyoruz. 6 ay kalabilir, 3 ay kalabilir, sürekli kalabilir. Belediyemizin iznine bağlı. Ama hayalimiz Kordon'da öyle bir pano yapmak. Yanlamasına koyduğumuz zaman hiçbir görüntüyü rahatsız etmeyecek bir şey olacak. Sabahat Akşiray Okulu'nda çok güzel seramik çalışmaları yapıyor. Çocuklar ve gönüllü bayanlar, Dokuz Eylül Üniversitesi seramik bölümü öncülüğünde seramik çalışması yapacak. Bunları Nisan'da düzenleyeceğimiz kermeste satacağız. Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'nin her yıl yaptığı spor ve kültür şenliği varmış. Mayıs'ta da onların okulunda spor ve kültür şenliğine biz kadınlar olarak destek vereceğiz, çocuklarımızla birlikte olacağız. Mayıs sonu, Haziran başı gibi destekçilerimize teşekkürümüzle bir gece düzenleyecek bu işi noktalamış olacağız.
"ERKEKLERİ DE BİR KENARA KOYARIZ"
Proje gelecek yıl devam etmez mi?
- Belki yazın Çeşme'de daha büyük proje üretir, Ekim'den sonra yepyeni projelerle ortaya çıkarız. Erkekler de bir şeyler yapmak istiyor. Belki erkeklerimizi de bir kenara koyarız bu kadar istiyorlarsa.
Para toplanabiliyor mu organizasyonlardan?
- Amacımız büyük paralar kazanmak değil, farkındalığı yaratmak ve onu da başardığımızı düşünüyorum. Daha da gelişecek bu. Görüştüğüm bazı kişiler, "Biz otistik çocukların konuşamadığını zannederdik" dedi. Sahneye onlarla çıkacağız dedim, "A yürüyebiliyor mu onlar" dediler. Bu projeyle şu kadar toplandı şunu yaptık diye bir şey yok. Bu organizasyonda büyük bir para toplayamadık. Çünkü bununla uğraşamadık. Bu ayrı bir uğraş gerektiriyor. Gidip firmalarla, kişilerle görüşmek gerekiyor, bir emek gerekiyor. Çok büyük bir organizasyondu, sadece onunla uğraşabildik. Şimdi bu saatten sonra yapacağımız organizasyonlarda tabii ki o da olacak. Mayıs sonuna kadar topladığımız paraları biriktireceğiz. Bizim derneğimiz KAMED, buradan bir şey almayacak tabii ki. Para biriktikten sonra, Gülnur Vural ile beraber okul müdürlerimizi davet edeceğiz, ne kadar biriktirdiysek, onların ne ihtiyacı varsa hep birlikte karar vereceğiz. Biz KAMED ve gönüllü kadınların kalıcı bir şey yapmasını istiyoruz. Bu bir sınıf mı neyse birlikte karar verip, onu yapmak amaç. İzmir'de ilk defa bu kadar kadın birleşip, bir şeyler yapıyor, bir çaba harcıyor. Kalıcı, 10 sene sonra önünden geçerken biz bunu yaptık diyebileceğimiz bir eser yapmak istiyoruz.
"DESTEK OLURUZU, KAPIMIZ AÇIK"
İzmir dışına da açılacak mısınız?
- İstiyoruz ki bu hareket tüm Türkiye'ye yayılsın. Diğer şehirlerde de bunun yapılacağını gösterip, oralardaki çocukları da okullu yapmak çok önemli. İzmir'de yapılanların, başka şehirlerdeki kadınlara da okullara da örnek olması. Biz onlara destek oluruz kapımız açık. Gideriz, anlatırız, bütün Türkiye'de. Bu çocuklar eğitim alırsa dans ediyor, piyano, keman çalabiliyor, eğitimle her şeyi yapabiliyor. Bunlara eğitim vermeliyiz. Eğitimin ne kadar önemli olduğunu o gece göstermiş olduk.