En iyi film/yönetmen/ oyuncu dalları da dahil olmak üzere toplam 12 adaylıkla
Oscar'ın en güçlü yarışçılarından olan
"Lincoln" bu hafta vizyona girdi. Efsane ABD Başkanı Abraham Lincoln'ün, yaşamının son aylarında
"köleliğin kaldırılması"na ilişkin 13. Anayasa değişikliği için verdiği mücadeleyi anlatan filmde, daha önce
"Schindler'in Listesi" ve
"Er Ryan'ı Kurtarmak" ile iki kez en iyi yönetmen dalında Oscar kazanan
Steven Spielberg'ün imzası var (filmografisindeki diğer önemli işleri hatırlarsak; Jaws, E.T., Indiana Jones, Güneş İmparatorluğu, Daima, Kanca, Jurassic Park, Amistad, Yapay Zeka, Azınlık Raporu, Sıkıysa Yakala, Terminal, Dünyalar Savaşı, Münih, Savaş Atı...).
***
Filmde Lincoln rolü daha önce
"Sol Ayağım" ve
"Kan Dökülecek" filmleriyle iki kez Oscar kazanan
Daniel Day Lewis'e emanet edilmiş, ki kendisi bu yıl da en güçlü adaylardan biri... Kadro zengin; Lincoln'ün eşi rolünde
Sally Field ve anayasa değişiklik sürecindeki önemli karakterlerin ardında
David Strathairn, Tommy Lee Jones gibi oyuncular var. Fakat tüm bu güçlü kadroya rağmen Lincoln'den haberler ne yazık ki pek parlak değil...
Doris Kearns Goodwin'in kitabından
Tony Kushner'ın senaryosuyla sinemaya aktarılan film, ABD tarihi ve vatandaşları açısından önemli bir
siyasi/ biyografik doküman ortaya koysa da, ne yazık ki böylesine bir
kahramanlık destanından beklenen sinema tadını yaratmakta
yetersiz kalıyor. Filmdeki
"tarihi drama" dokusunu hissetmekte güçlük çekiyor, aralara hamasi Amerikan sineması klişeleri ve küçük
"canlandırmalar"ın serpiştirildiği bir
"belgesel" izlemiş duygusuyla çıkıyorsunuz sinemadan... Ve bu canlandırmalar daha
epik durumlarda kabul edilebilir olsa da, ne yazık ki Lincoln'de son derece
"teatral" delikler açıyor. Amerikalılar'ın duygularını bu denli coşturacak bir malzeme yakalamasına rağmen, Spielberg'ün bugüne dek yaptığı
"duygusu en noksan" film ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Anlatım
pürüzsüz, net, direkt ilerliyor ancak tam bir
bilgi yığını halinde. Anayasa değişikliği sürecinin tüm evre ve tartışmaları en ufak ayrıntıya kadar masa başında geçen
uzun toplantılar/konuşmalarla aktarılıyor ancak Spielberg bu yekpare anlatıma devinim katacak
kamera hareketleri ve
oyunculuk ivmelerini nedense ısrarla kullanmıyor. Bu noktada, bilgileri yoğun biçimde art arda sıkıştırmaktan öteye geçip, çekici bir
dramatik yapı oluşturmayı başaramamış
kuru senaryonun da olumsuz etkisi büyük tabii.
***
Gelelim
oyunculara... Daniel Day Lewis yine her zamanki gibi rolünün tüm gereklerini yerine getirip
"temiz" bir iş çıkarmış. Ancak usta oyuncunun performansında bu kez büyük bir
zeka ışıltısı göremedim. Benim filmde en çok beğendiğim
iki performans Sally Field ve Tommy Lee Jones oldu. Filmde azıcık
sinema hissi, tadı ve dram duygusu varsa bunu da oyunculara, özellikle de saydığım isimlere
borçluyuz. Lincoln umarım "sadece bıraktığı
tarihi iz" hatırına
siyasi ve duygusal etkilerle tüm Oscar ödüllerini silip süpürmez... Sinema aşkına, en büyük
korkum budur doğrusu!