Egeli Sabah'ın geleneksel Sabah Kahvesi'ne konuk olan Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, gelecek 10 yılın Urlasını anlattı. Urla'nın, taşıdığı potansiyelle, coğrafi konumu ile sağlık turizminde Türkiye'nin önemli merkezi haline geleceğini dile getiren Karaosmanoğlu, "Bu hedefimizi termal su kaynakları ile destekleyeceğiz. Bunun için de birinci hedefimiz termal kaynakları gün yüzüne çıkarmak" dedi. Daha önce yaptıkları çalışmaları yetersiz bulan Karaosmanoğlu, şimdi de MTA'ya da birlikte çalışma çağrısı yaptı.
Turizme açmayı düşündüğünüz köy var mı?
Atçılık, yatçılık, şarapçılık Urla'yı kalkındıracak sektörler. Hesaba kitaba bakmadan köylerin mahalle olmasını istemeyenler var. Ancak sahil kesimindeki köylerin yüzde 60'ı köy vasfını kaybetmiş. Şimdi Özbek'e köy diyebilir miyiz? Özbek'te var 100 hane, etrafta var 800 hane yazlık, site. Buraların mahalleye dönüşmesi olumlu. Ama Urla'nın Ovacık Köyü, Bergama'nın herhangi bir dağ köyünü aynı statü içine koymamalısınız.
Seferihisar ve Çeşme'de termal su var. Peki Urla'da?
İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi (İYTE) İçmeler ve Gülbahçe'de çalışmalar yaptı. Suyun yeterli sıcaklıkta olmadığı belgelendi. Uzman bir arkadaşım yeterli derinliğe, inilseydi sıcak suya ulaşılabileceğini söyledi. Bu bana da mantıklı geldi. Seferihisar'da, Çeşme Ilıca'da termal su varsa neden Urla'da olmasın. İyi bir çalışmayla biz de termal suya kavuşabiliriz. Urla olarak sağlık turizmin itici gücü, lideri olacaksak, doğanın bize sunduğu bu nimeti değerlendirmek zorundayız. Bu konudan asla vazgeçmeyeceğiz. İlerleyen dönemlerde yeniden ele alacağız. Bunun için MTA'ya çağrı da yapıyoruz. İnşallah bu çağrımıza yanıt verirler, birlikte çalışırız.
Urla şarapçılıkta hangi noktada?
Bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadan çok güzel butik şarapçılık tesisleri oluştu. İstanbul'a gittiğimde Urla şarabını tavsiye ettiklerinde gurur duyuyorum. Bizim atçılık kültürümüz de var. Eskiden Urla'nın her tarafında ulaşım atla yapılıyordu. 1960'ların başında 4-5 araç, ama bir sürü at vardı. Motosiklet ortaya çıktı, atların sayısı azaldı.
MEYDAN PROJESİ
Sizi üzen bir Meydan projesi vardı...
Urla'nın en merkezi yeri minibüs garajı ve derme çatma dükkanlarla doluydu. Biz bu çirkinliğe son vermek için proje hazırladık. Şimdi birileri eleştiriyorlar, "Taş yığını oldu" diyor. Oysa Urla'nın bir ilçe merkezine ihtiyacı olduğunu açıktı. Biz bunu karşıladık. Şimdi en büyük sıkıntı otopark. Çoğu evde birden fazla araç var. Yakın zamanda inşallah bu sorunu çözecek yatırımlar yapacağız. Çünkü bundan 3-5 yıl Urla sokaklarında kışın adam arardık, şimdi araba koyacak yer yok.
Bu sokakta kafeler var mı?
Alkol ruhsatı alan yerler bile var. Ancak bu konuda biraz sıkıntı var. Şimdi butik şarap tesislerinde de alkol konusunda sıkıntı var. Butik şarap tesisinde bir tadım merkezi yapılmak isteniyor. Sadece şarabı tatmakla olmayacağı için yanında bir takım şeyler de vermek istediğini söylüyor. Ama "Olmaz" diyorlar. O zaman ne anlamı var buranın. Civarda orman içinde o kadar gezinti yolları var ki. Burada atlı gruplar halinde gezinti turları, bağları gezmek, şarap tadım merkezlerinden şarap tatmak ve de butik otellerde konaklamak... Üç yıldızlı, beş yıldızlı otelde kaldığında Amsterdam'da mısın yoksa Urla'da mısın bunun farkına varamazsın.
Çevreyi koruma adına ne tür çalışmalarınız var?
Seçimlerden önce rakiplerime "Yeşil Urla, yeşil Urla diyorsunuz. Milletin bamya tarlasını göstererek yeşil Urla olmaz" demiştim. Şimdi bu sözlerime karşı Urla'nın yeşil kalabilmesi için var gücümle çalışıyorum. Şu ana kadar 80 bin fidan diktik. Sadece dikmedikle de kalmadık, vatandaşa da dağıttık. Bunu her yıl artırarak sürdürmemiz lazım. Olanı korumamız lazım.
Eski binaların restorasyonunu yapıyor musunuz?
Meydanın karşısında yıkılan eski SSK dispanseri vardı. Şimdi herkes orada ne olacak diye merak ediyor. "Biz bir yapalım, Allah ne gösterecek" diyorum. Onun hemen içine girdiğiniz de eski Tekel binaları var. Bu yerin restorasyonlarını yapacağız.
Limandaki balıkçıların taşınıp, burayı marina yapma fikriniz var mı?
Buraya çok fazla karışmıyorum. Onlar kendi kendine güzel anlaşıyorlar. Burada 20-25 tane eski tip balıkçı teknesine sahip aile var. Herkes bir uyum içinde, bu işi yürütüyorlar. Çeşmealtı'ndaki yat limanı faaliyete geçerse, burası daha derli toplu hale gelecek. İnsanları yavaş yavaş bir şeylerin değişimine alıştırmak lazım.
Zeytinalanı'ndaki kaçak yapılaşmalarla ilgili çalışmanız olacak mı?
Zeytinalanı girişinde bazı vatandaşların canını yakmak zorunda kaldık. Oradaki dükkanlar izinsiz olarak çevreyi işgal ediyorlardı. Çok çirkin bir görüntü vardı. Oradaki esnaf sürekli "Başkanım Zeytinalanı'na lütfen gelin" diyor. Ben nasıl geleyim! Görünce sağlığım bozuluyor.
Sanat Sokağı yerinde kalacak
Sanat Sokağı ile ilgili yeni düzenleme var mı?
Takma akıl-fikir bir adım gider demişler ya. İttire kaktıra bir iş olmaz. Onlar istekli ve hevesli; biz destek olmalıyız. Biz yönlendirmeye kalktık mı, biz işi bıraktık mı kalıyor. Onlar yönlensinler, onlar kendilerini projelendirsinler biz destek olalım. Bana gelsinler, "Şunu bize ver, şunu bize yap" desinler. Ben ona göre karışayım, destek vereyim. Biz aslında Sanat Sokağı'nı Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi'nin olduğu yere kadar uzatmak istiyorduk. Ama arz talep meselesi. Yaz akşamları burada güzel aktiviteler yapıldığında doluyor. Satış olmuyor diye "Biz buradan çıkalım Yorgo Seferis Sokağı'nda açalım" dediler. Ben de "Siz işportacı mısınız! Yeriniz burası, o ağırlığınız burada. Burayı güçlendirmeye çalışalım" dedim. Farklı gece etkinliğiyle buraları canlandırmak istiyoruz.