Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği (TZZB) Başkanı Cahit Çetin, "karakterli zeytinyağını" Egeli Sabah'a anlattı. Edremit Körfez ve Aydın yöresindeki yağlık zeytinlerin ülkenin dört bir tarafında dikilmesi ile yeni bir sorunun başladığını belirten Çetin, Akdeniz Bölgesi'nde yetişen Edremit Yağlık Zeytini ile Edremit Körfez bölgesinde yetişen aynı cins zeytinin arasında ciddi farklar olduğunu ve bunun da yabancı alıcılar tarafından artık farkedildiğini söyledi. Bu nedenle 'karakterli zeytinyağı' adıyla çalışmalar yürüttüklerini belirten Çetin, "Biz burada 'karakter' derken kimlikten bahsediyoruz. Kimlikli olan insan karakterli insandır. Kimliğini gizleyen insanda karakter aranmaz. Birisi ürettiği ürünün kimliğini saklıyorsa, burada karakter de yoktur. Biz bunu vurgulamaya çalışıyoruz. Her ürünün kendi yöresinde değer kazanmasını istiyoruz. Biz Güney illerimizdeki zeytin ve zeytinyağlarının kötü olduğunu söylemiyoruz. Ama herkesin değeri kendine ait olmalı. Sen bana kendini Cahit Çetin diye yutturamazsın, ben de sana kendimi sen diye yutturamam" dedi. Türkiye'de zeytinyağını tüketicilerin hiç tanımadığını belirten Çetin, "Öteden beri bizim bir Ege Koleksiyonu faaliyetimiz vardı. Zeytin ağacının bulunduğu ortamdaki iklimin, toprağın, rüzgarın, bitki örtüsüyle özdeşleştiğini, yetişen zeytinin de bunlardan anlam ve karakter kazandığını hep söylüyorduk" dedi. Türkiye'de iki önemli yağlık zeytin cinsi bulunduğuna dikkat çeken Çetin şöyle konuştu: "Biri Kuzey Ege Bölgesi'nin yağlık cinsi olan Edremit-Ayvalık. Menşei Edremit'tir. Bir de İzmir'in güneyinde Memecik cinsi vardır. Yaygın olarak Muğla'ya kadar gider. Zeytinciliğin geliştirilmesindeki çalışmalar ile ülkenin her yerine zeytin fidanı dikildi. Özellikle bu yağlık cinsler Akdeniz Bölgesi'nde çok dikim alanları kazandı. Bu yıl artan rekolte ile birlikte oradaki yağlar çoğalmaya başlayınca bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Sorun sadece yağlık zeytinde değil, sofralık zeytinde de sorunlar var" diye konuştu. Daha önce Aydın ve Körfez Bölgesi'ne gelip o bölgelerin özelliklerini taşıyan zeytinyağlarının alıcısı olan dolumcu firmaların, bu yıl Edremit Körfezi'ne gelmediğini anlatan Çetin, şunları söyledi: "Firmalar ihtiyacı olan zeytin çeşidini daha ucuz olan Akdeniz'den tedarik etmeye başladılar. Çünkü oradaki plantasyonlar daha yeni ve düzenli. Hasat daha kolay. Makinalı hasatla toplama yapabiliyorsunuz. Bu da maliyeti düşürüyor. Daha ucuz oluyor. Böylece Aydın ve Körfez bölgesindeki geleneksel zeytinyağı türlerine olan ilgi azaldı. Artık alıcı gelmiyor. Bu yıl bu bölgelerde üç ay süreyle sadece Tariş alıcılık yaptı."
YABANCILAR HEMEN ANLADI
İspanyol ve İtalyan alıcıların aradaki farkı anlamasının ardından ibrenin yeniden Aydın ve Edremit Körfezi bölgesine döndüğünü dile getiren Çetin, "Tariş ne zamana kadar tek alıcı oldu; zeytinyağında dökme ihracatı başlayana kadar. İspanyol ve İtalyan alıcıların gemileri İzmir limanına gelip, daha önce beğendikleri ve aldıkları yağları talep ettiler. Edremit Körfez Bölgesi zeytinyağı istediler. Güney bölgelerinden gelen Edremit tipi zeytinyağlarını hemen anladılar. Bizim tüketici yıllarca oranın buranın yağını 'Körfez yağı' diye kullandı, karışık yağları yemeye alıştığı için bunun farkına varamadı. Ama yabancılar anladı" dedi. "Bazı firmalar sızmayı, sızma deyip geçiyor" diyen Çetin, şöyle konuştu:
TÜKETİCİYE SAYGISIZLIK
"Ama biz 'Kuzey Ege', 'Güney Ege' sızması olarak ayırıyoruz. Bunlarında ayrılması lazım ama karışım olarak tüketiciye sunuluyor. Hem üreticinin ürününe hem de tüketiciye saygısızlık oluyor. Bunun için bölgesel farklılıklara tüketicinin farkını çekmek istedik. Ve bir reklam kampanyası başlattık. Ve gücümüz yettiğince yapacağız. Öküzgözü diye şarap içiyorsun ama o öküzgözü Elazığ yöresinin değil. Zeytinyağı karakter kazanıyor. Bütün yağlar karakterlidir ama karakterini saklarsan, memleketini saklarsan karakterden çıkıyor iş. Memleketini, menşeini, çıkış noktasını şişenin üstüne yazarak, karakterini belirtiyoruz."