Karadenizli olmamdan mı ileri geliyor bilemiyorum ama, ben öyle baharatlı şeylerden pek hoşlanmam. Hatta karabiberi bile pek az kullanırım. Geçenlerde birlikte kahvaltı yaptığım arkadaşım, peynirlerin üzerine siyah taneler halinde bir şeyler serpiştirmişti. Sordum;
"Yanmış susam parçacıkları gibi bu şey de nedir?" Yüzüme öyle bir şaşkınlıkla baktı ki, korktum neredeyse.
"Can Aksın, sen bu yaşa geldin çörek otunu öğrenemedin mi?" dedi. Öğrenememiştim besbelli.
"Bu bir mucize ottur. Her derde devadır. Hatta sadece ölüme deva olamıyor derler" diyerek cümlesini tamamladı. Yine karşıma
"alternatif tıp" konusu çıkmıştı. Bu alternatif tıp konusuyla ilk kez,
İzmir milletvekili, gazeteci arkadaşım rahmetli
Akın Simav'ın sağlığı nedeniyle ilgilenmiştim. Bir zamanlar kansere çare bulduğunu söyleyen
"Zakkumcu Dr. Ziya Özel" vardı.
"Akın'a da faydası olabilir mi" diye düşündük ama olumlu bir sonuç alamamıştık. Bu alternatif tıp, çağdaş tıp biliminin, hastalık sebepleri ve tedavisi konusunda somut verileri olmadığı durumlarda kullanılıyor. Hasta için henüz, objektif ve kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olmadığında, hastanın isteğiyle uygulanan bir tedavi yöntemi. Çağdaş tıp tedavilerini destekleyici olarak, hastanın rahatlaması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, psikolojisinin düzelmesi amacıyla uygulanabiliyor. Dönelim yine çörek otuna.. Şöyle kitabi bir cevap vermek gerekirse, çörek otu
Türkiye'nin hemen hemen tüm bölgelerinde ve dünyanın birçok ülkesinde yetişen, ince yapraklı, yaklaşık
40 cm boylarında otsu bir tarla bitkisidir. Çörek otu diye kullandığımız küçük siyah tanecikler; bu bitkinin tohumlarıdır. İçerisinde, birçok vitamin ve vücuda yararlı moleküller bulunmaktadır. Bu moleküllerin bazılarının bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğu bilinmekte ve bağışıklık sistemini güçlendiren bazı ilaçlarda ham madde olarak kullanılmaktadır. Çörek otu bitkisinin yararlanılan kısmı tohumlarıdır. Çörek otu tohumları ilk kez,
Ortadoğu ve
Hindistan'da yaygın şekilde kullanılmış, kullanımı, bu ülkelerden diğer ülkelere yayılmıştır. Unlu yiyecekleri süslemek, lezzet ve aroma vermek amacıyla da kullanılıyor.Yoğurt üzerine ekilerek de tüketiliyor.
Cancer Immuno Biology Araştırma Merkezi tarafından yapılan çalışmada,
Nigella sativa diye de adlandırılan çörek otunda, kemik iliği ve bağışıklık hücrelerini artırıcı bir madde tespit edilmiştir. Bu yüzden çörek otu kullanımı bağışıklık sistemini güçlendirir ve antioksidan özelliği vardır.
YORGUNLUK GİDERİYOR
Çörek otunun içindeki iltihap önleyici madde, eklem iltihabı için yararlıdır. Ayrıca prostat ve meme kanserini yavaşlatıcı etkinliği de bulunuyor. İnternetten çıkardığım kadarıyla, gelelim bu mucize bitkinin daha nelere iyi geldiği konusuna. Öksürük, balgam, nefes darlığı ve romatizmaya iyi geliyor. Balla karıştırılıp yeniliyor ya da macun yapılıyor. Grip ve nezleye, baş ağrısına da iyi geliyor. Kulağınız mı ağrıyor yine çörek otu. Üşütme, rüzgâr alma, iltihap tıkanıklıklarında; çörek otu yağı kulağa damlatılıyor. Diş ağrısı ve diş iltihaplanmalarında ise; çörek otu sirke ile kaynatılıp ağızda gargara yapılıyor. Sirke ile kaynatılıp aç karnına içilirse, bağırsak ve karındaki kurt, parazit ve solucanları öldürüyor. Sivilce, uyuz, egzama gibi cilt hastalıklarına da faydalı. Çörek otu, buralara sirke ile kaynatılıp sürülüyor. Çörek otu yağı saçlara sürülürse saçları besliyor ve kepeği önlüyor. Bitmedi, yorgunluk halini giderip zindelik veriyor. Hatta, çörek otu tütsüsü haşereleri bile öldürüyor. Almanya'da yapılan bir araştırma göstermiştir ki, bronşitli astım, allerjik astım, bahar nezlesi rahatsızlıklarına yönelik yapılan çalışmada çörek otun ciddi oranda fayda sağlıyor. Gelelim çörek otunun nasıl kullanılacağına. Çörek otunun kurutulan tohumları baharat şeklinde, suda kaynatılarak ya da yağı çıkarılarak tüketiliyor. Güzel kokulu bir baharat olarak kullanımı da çok yaygındır. Çörek otu çok yararlı ama siz yine de doktor kontrolünden uzak kalmayın.