"Bir fikrin var mı?.." "Varsa, buna göre stratejin var mı?.." "Bu stratejiye göre eylem planların var mı?.." "En önemlisi de tüm bunları yapabilecek bilgin ve özgüvenin var mı?.." Yeni yaşamın kilit soruları işte bunlar. Günü kurtarma devri bitti. Günlük koşuşturmacaya boğulup geleceği ıskalayanların modası çoktan geçti. Hedef, bugünden çok yarınlarda artık... Hayat öyle hızlı akıp gidiyor ki, bu sürate ayak uydurmak için tıpkı satrançtaki gibi birkaç hamle sonrasını düşünerek, geleceği planlamak ve süreci yönetmek kaçınılmaz. Bunun için de önce bir fikir, sonrasında da bu fikrin sistematikleştiği proje olmalı. Ülkemizin yeni dönemdeki hedeflerinden biri herkese ve her kesime proje kültürü aşılamak. Anaokul çağından itibaren çocuklara satranç dersi konulmasının altında bu yatıyor. Fikirleri ve projeleriyle yarınları kurgulayacak gelecek mühendisleri yetiştirilmeye çalışılıyor, yeni nesle geniş perspektifli bir vizyon çiziliyor. Çünkü Türkiyemizin dünyaya yön veren aktörler arasında yerini sağlamlaştırması buna bağlı. Proje toplumu olmakta alınacak çok yol var, amatör ligden çıktık, üst ligleri zorluyoruz. Ama önemli olan bu yola koyulmamız, niyetimiz ve çabamız. Şöyle çevrenize bakarsanız, proje peşinde koşan öğrencileri, üniversite gençliğini, yarınları kazanmaya çalışan yenilikçi kurumları görebilirsiniz. Dünden ve bugünden kurtulamayıp geleceği pas geçenleri bir kenara koyarsak fena durumda değiliz. İşte size İzmir'den bir örnek,
Ege- Koop... Toplu konut yapmak üzere 1984'te kurulmuş, bugüne kadar
100 bini aşkın kişiyi ev sahibi yapmış, İzmir'den tüm Türkiye'ye planlı kentleşme dersi vermiş 29 yıllık bir kurum. Sadece konut projesi üretmiyor, kanaat önderi olarak adlandırılan alanlarında uzman kişilerin yer aldığı danışma kuruluyla da yeni fikirlerin peşinden koşuyor. Proje ofisiyle de bu fikirleri uygulanabilir hale getirip, kamuoyunun yararına sunuyor. İzmir'in, İzmirlinin geleceğini şekillendirme, yarınları kazanma kaygısıyla üretilen son proje sosyal perakende sistemi
Egem 35... Markalaşma sıkıntısı çeken küçük üretici kooperatiflerinin ürünlerini değerlendirecek, emeği kazanca dönüştürecek bir model. Uygulandığında işsizliğin de önüne geçecek, ev kadınından engellilere, emekliden muhtarlara kadar geniş kitlelerin sosyal ve ekonomik refaha ulaşmasını sağlayacak. Ege-Koop bu projeyle gelecek kaygısına düşen üreticinin, çiftçinin ve işsizin yarınlarını kurtarırken, aynı zamanda bir kez daha proje kültürü aşıladı, örnek oldu. Bu yüzden
Ege-Koop'a ve Genel Başkan Hüseyin Aslan'a teşekkür etmek istedim. Güzel fikirlerin filizlendiği yeni projelerle gelecek daha güzel olacak. Benim inancım tam...