Görsel öğrenme de çok iyi
Yüzmeye nasıl başladı?
- Ablası da yüzücü, Can da öğrensin, negatif enerjisini alır dedik. Yapamaz algısı var ya. Ege Üniversitesi'nde yüzmeye başladı, 2 ay dalga geçti antrenör, "Zaten engelli, siz hayallerinizi gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz" dedi bize. Hemen değiştirdik. Personel çok sevmişti Can'ı, başka antrenör buldular. Seda hanım, "Yardım ederim" dedi. Kendisi de öğrenciydi, bir yıl haftada iki antrenman yaptı. Ders programı çakıştığı için başka arkadaşına devretti. Öğretmen oldu, Aydın'dan hafta sonları gelip, Can'ı yüzdürdü. Can'ın aşkıdır o. Sonra, iki erkek antrenörümüz oldu. Özellikle istedim. Can büyüyor, baba çalıştığı için her yerde yanında benim, antrenörler de bayan. Rol modele ihtiyacı vardı. Hayatımıza, Giray ağabeyimiz girdi. Can, 2007 Mayısı'ndan beri yüzüyor. 2010 yılından beri de lisanslı yüzücü. 16 yaşında, 16 madalyası var. Bir de koşudan madalyası var. Görsel öğrenme down sendromlularda çok güçlü. Can kelebek yüzmeyi, yan kulvarda kelebek yüzen birini taklit ederek kendi kendine öğrendi. Tabii sonra antrenörü kurallarıyla öğretti. Şimdi, 4 stil yüzüyor. Spor hekimi, "Bugüne kadar gördüğün en iyi kas dokusuna sahip down sendromlu" dedi. Çift antrenman yapabileceğini söyledi. Bir antrenmanı kendi grubu, diğer antrenmanı normal çocuklarla yapmasını önerdi. Ege Üniversitesi Kulüp yönetimi hayır dedi. Diğer velilerin bakışı yüzünden. Seda Hanım Altay'a geçti, Can'ı da Altay'a aldı. Can, Altay'da diğer çocuklarla antrenman yapıyor.
'Benim hatamdan kaynaklanmadı'
Eğitimde de "diğer veliler" engeli çıktı mı karşınıza?
- Can'ın doğru dürüst okulu olmadı. Benim çalıştığım okullarda bile okutamadık. Kaynaştırma okullarında okutamadık. Benim arkadaşlarım kabul etmedi. Halbuki kaynaştırma sınıflarına alsalar, diğer çocuklar bunların azmini, çabasını görüp etkilenir bence. Okula almayalım, mahallemize almayalım, otobüse almayalım, bu çocuklar nerede yaşayacak? Uzaydan gelmediler. Kimse de bunu istemedi ki? Bu benim hamileliğimde yaptığım bir yanlışımdan dolayı olmadı. O zaman vicdan azabı çekersin neden yaptım diye. Ben oğlumun bu acıları çekmesini ister miyim? Can, Güzel Sanatlar Spor Lisesi sınavına girdi. Okul, "Biz alamayız diyemeyiz, yetenekle alınıyor, hazırlanın" dedi. Liseye 30 öğrenci alıyorlar, 480 başvuru oldu. İlk defa bir down sendromlu müracaat etmiş. Bir ay spor kursuna gitti, 1200 koşu, 600 metre hız, 2 gruba bölündü. Rakipleri, "Can bak çok hızlı koşacaksın, sana güveniyoruz" diye yüreklendirdiler. Koşu bitti, çıtalardan atlıyor, atlama beygirinden atladı, belki en sonuncuydu ama yaptı, salon ayakta alkışladı. Can'ın çok öne çıkması önemli değil benim için. Artık biziz. Kahramanmaraş'tan bir anne, "Can bizim için bir idol" diye yazdı. "Can'ın resim çekmesi bize örnek oldu. Can daha çok şey yapsın ki, diğer çocuklara kapı açsın istiyorum.
Başta çok acıyorlardı şimdi gurur duyuyorlar
Can fotoğraf da mı çekiyor?
- Tabii. Bornova Belediyesi'nin kursuna yazıldık. Dışlanmaya alıştığımız için, "Ama Can down sendromlu" dedim. "Bizim için fark etmez" dediler. İlk derse girdiğimizde herkes bize bakıyordu "Bunun ne işi var" diye. Artık insanların bakışlarından neler söylediklerini anlıyorsunuz. Fotoğrafçılık hocası bizim gibi düz bakmadığını, daha sanatsal baktığını söyledi. Başta Can'a acıyarak bakanlar, şimdi gurur duyuyorlar. Can, Bornova Belediyesi'nin Latin dansları kursuna da gidiyor sağlıklı akranlarıyla. Can dans ediyor, yüzüyor, fotoğraf çekiyor.
Oğlunuzla çok gurur duyuyorsunuz?
- Hem de nasıl. Geçen yıl Bulgaristan'da Avrupa Birliği'nin bir projesi vardı. Hollanda, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye'deki başarılı down sendromluların buluştuğu proje. Can davet edildi. Yurtdışından bir sürü dostumuz oldu Can sayesinde. Can ile öyle güzel şeyler yaşıyoruz ki. 4 yaşındaydı bir akşam yemekten sonra kendimi iyi hissetmedim, koltuğa uzandım. Can oynuyor, eşim koltuğa uzanmış, kızım içeride. Kimseye bir şey söylemedim. Can gitti, odasından battaniyeyi alıp yerlerde sürükleyerek geldi, üstümü örttü ve öptü. Sorarım size hangimizin duygusal zekası daha üstün?
Can'ın hayalleri var mı?
- Evlenmek, bir kızla yemeğe gitmek, ona yüzük almak, yemekte evlenme teklif etmek.
Can'ın neyini görmek istersiniz?
- En büyük hayali dedim ya evlenmek. Onun evlendiğini görmek. Kendi ayakları üzerinde durmasını görmek.