Son 7-8 yılın en popüler tatil merkezi olmasına rağmen hiçbir zaman bir Alaçatı müdavimi/ fanatiği olmamıştım bu zamana, bu yıla, hatta daha geçen aya kadar... Fakat bu kez şahsi bir
rekora imza atarak sadece üç hafta arayla kendimi yeniden mekanda buldum.
Güzel insanlar diyarı
Geçen ziyaretimin ardından yazdığım yazıda olayların gelişimini kısaca anlatmıştım... Beni Alaçatı'ya öncelikle "güzel insanları" bağladı!Kemal Paşa Caddesi'nin hemen girişinde soldaki
Taka butikte kocaman gülüşü ve tüm sıcaklığıyla yine
Bülbin Hanım karşıladı beni. Pardon düzelteyim; Alaçatı'ya varır varmaz ben koşa koşa ilk önce ona gittim... Yüzüne de söylüyorum,
"Sohbetine doyum olmuyor". Siz siz olun, Bülbin Hanım'la bir iki çift laf edip azıcık kıkırdamadan dönmeyin Alaçatı'dan! Bu kez mekanın sahibi
Tania Eskinazi ile de tanıştım ve gördüm ki aynı nezaket ve konukseverlik tamamen kendisi için de geçerli. "O güzel insanlar" ile karşılaşmak için benzer iki adres daha verebilirim... Birbirinden güzel takı, tekstil ve aksesuar tasarımlarına rastlayacağınız
Isla Bonita'nın sahibesi
Gülfem Kessler'le sohbet edip sıra dışı ve çok renkli yaşam ve sanat öyküsünü dinleyebilir ya da o gün biraz morale ihtiyacınız varsa
Antik İznik'te
Selim Kaya'ya uğrayabilirsiniz. Selim Bey sizi mutlaka "Bak şimdi buradan çıktığın andan itibaren rahat ol tamam mı... Her şey çok güzel olacak" diye uğurlayacaktır Alaçatı sokaklarına! Ve işte o güzel insanlardan biri daha...
Nars Alaçatı Otel Müdürü
Ayhan Canbolat sayesinde hayatım boyunca aradığım masal evime kavuştum! Benzer duyguları İtalya'nın güneyindeki dillere destan Positano'da eski bir taş evde ve İtaya'nın Toscana bölgesinde yüzlerce yıllık manastırdan dönüşme bir otelde bulmuştum.
Nars Alaçatı da, ne mutlu ki eşdeğer bir yaşanmışlık/ derinlik ve mistisizmi hissettirdi bana.
Nars Alaçatı
Evet, burada bir
Doğu masalına misafir oldum adeta...
Süreya Saruhan'ın restore edip iç dekorasyonunu
Hakan Ezer'in yaptığı eski bir taş ev olan
Nars Alaçatı; antika mobilya, kilim, obje ve aydınlatmalarıyla ya da örneğin, ta Marakeş'den gelmiş işlemeli pencere, kapılarıyla tam bir başyapıt! Otelin sahibi
Ayfer Şentürk'ün de dediği gibi
"Üç odalı otel açmakla butik otel yapmış olunmuyor"... Bu işin sırrı ayrıntıda, zevkte ve gösterilen özende gizli!
Nars Ilıca
unu da hatırlatmakta fayda var... Alaçatı Meydanı'nın göbeğinde yer alan Nars Alaçatı'da kalırken, aynı zincire ait Nars Ilıca'nın özel plajından yararlanabiliyorsunuz. Ben öyle yaptım...
Tarihi Tosun Paşa Yalısı'nın kusursuz restorasyonuyla (yine aynı ekibin imzasıyla) hizmete kazandırılan Nars Ilıca'da da aynı zevk, incelik ve otel yöneticisi
Ece Çorak güler yüzüyle sizleri bekliyor!
Prima donna!
Gelelim Alaçatı'da bu seferki lezzet durağımıza...
Gökhan Safkan'ın Ege mutfağı şaheseri
"Roka Bahçe"!
Roka Bahçe
Roka bahçe'de denenmesi gereken o kadar çok lezzet var ki...
Ege ve deniz otlarıyla yapılmış çeşitli salatalar. Ara sıcaklarda levrekli
deniz mahsülleri pilavı ve hatta tamamen sürpriz bir seçenek, kağıtta isli kurutulmuş
Boşnak eti ve daha neler neler...
Boşnak etleri
Sakın "Yemedik şey bırakmamışsın" demeyin. Menüde bunların daha üç beş katı var ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, benim yazdıklarımın tümü
sizin için seçtiklerimdir. Hepsi harika... Özellikle kağıtta isli kurutulmuş Boşnak etinin, bu ziyafetin prima donnası olduğunun altını çizmek isterim. Gidip de
yemeyen kalmasın! http://rokabahce. com/