Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Egeli Sabah'ın geleneksel Sabah Kahvesi'ne konuk oldu. İzmir'de 30 yılda 12 ayrı projede 27 bin konut inşa ederek, yaklaşık 100 bin kişiyi ev sahibi yaptıklarını hatırlatan Hüseyin Aslan, son günlerin popüler konusu kentsel dönüşüm için bambaşka bir proje hazırladıklarını Egeli Sabah'a açıkladı. Yıllardır çarpık kentleşmesi ile gündemde olan İzmir'in merkezi konumundaki Alsancak Birinci Kordon için dönüşüm projesi hazırladıklarını söyleyen Aslan, "Kentsel dönüşüm nasıl olur, bu projede göreceksiniz" dedi.
Son günlerde kentsel dönüşüm sürekli gündemde. Bu alandaki çalışmalarınız nelerdir?
- Kentsel dönüşüm ülkemizin ve özellikle İzmir'in geleceği açısından damgasını vuracak çok önemli bir proje. Biz, İzmir'de birinci kentsel dönüşümü maalesef başarısız bir şekilde tamamladık. 1950 ve 1960'lar dönemi bir kentsel dönüşüm süreciydi. Kentler günümüzdeki haline o zaman geldi. İmarsızlık, kuralsızlık, çok sık değişen imar planları nedeniyle o güzelim tarihi binalar yıkıldı, tek tip apartmanlar yapıldı. Kentler, nefes alınmaz hale geldi. O sıradaki göçler de dikkate alındığında bugün İzmir, alt yapısıyla, otoparkıyla, yoluyla çok ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya. Ve unutulmasın İzmir deprem kuşağında. Yani kentsel dönüşümde bir bütün olarak planlama yapmak lazım. O bölgenin güçlü, zayıf yönlerini, fırsatlarını ve tehditlerini analiz etmek gerekiyor. Çünkü artık bu bizim için son fırsat. Tabii kentsel dönüşüm projeleri kentin ortasında kalmış, çevresinde oluşmuş çöküntü alanlarını sağlıklı bir yapıya dönüştürmek olarak değerlendirilirse, gerçekten ciddi bir dönüşüm olur. Ama kentsel dönüşüm adı altında 5 katlı binayı yıkıp, yerine 5 katlı bina yapacaksak bu, binayı yenilemek olur. Bu değerlendirmeye göre dönüşüm projesini uygulamak lazım. Bize göre kentsel dönüşümün üç önemli noktası var. Birincisi nitelikli konut yapmak. İkincisi yerindelik ilkesi. Üçüncüsü de birliktelik ilkesidir. Bunlar önemli bir kural haline gelmeli. "Kentsel dönüşüm uygulanacak bölgedeki vatandaş ne istiyor, nasıl bir alanda-bölgede yaşamak istiyor?" bunları düşünüp birlikte karar vermek ve uygulamak gerekiyor.
"BEN YAPTIM" OLMAZ
Vatandaşın istekleri önemli yani.
- Kesinlikle. Karar sürecinde o bölgedeki vatandaşların kendi seçecekleri sözcünün de mutlaka sürecin içinde olması gerekiyor. Bilhassa muhtarların sorumluluk alması gerekiyor. Bazı bölgelerdeki evlere sadece muhtar girip çıkabilir. Sizi kapının önünden bile geçirmezler. O bölge halkının temsilcisi işin başından itibaren karar sürecinde olursa ve projenin her aşamasında birlikte karar verilirse sorun çıkmaz. Ama, "Ben yaptım oldu, böyle bir proje hazırladım. Gelin bu projeye sizde uyun" derseniz, sıkıntı yaşanır. Nasıl olursa olsun vatandaş işin en başından itibaren içinde olmalı. Gümüşpala'da ve Adalet Mahallesi'nde vatandaşla ortak bir proje yapıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bilgisi var. Kentsel dönüşüm sürecinde yeni mevzuata göre, "İllaki belediye yapar" diye bir kural yok. Burada kim vatandaşı, hükümeti ikna ederse, o yapar.
MÜTEAHHİT ÇALIŞMASI
Son günlerde müteahhitler bu konuda oldukça ciddi çalışmalar yapıyor
- Müteahhit yapımcıdır. Karşısına o çıkarsa, vatandaş korkar. Müteahhitler yanlış yapıyor aslında. Bugün gidip gecekondu sahipleriyle veya insanlarla görüşmeler yapıp evlerini almaya çalışıyorlar. Ama ortada bir plan yok. Proje yok. Kim ne yapacak belli değil. Birlikte hareket etmek, nitelikli konut yapmak için yola çıkmak ve yerindelik ilkesini esas alıp vatandaşı borçlandırmayacak bir yöntemle, bunun adı emsal arttırma mı, başka bir şey mi olur, adı ne olursa, öyle yapmak gerekiyor. Bölgeler bir bütün halinde esas alınmalı. Adalet Mahallesi'nde imar izni 3 kat. Önündeki gökdelenlerde imar izni 35-40 kat. Bir bütün olarak bakmak zorundayız. Gültepe'ye gidelim mesela, 3 katlı evler var. Gültepe, Gümüşpala İzmir'in en iyi zeminine sahip. Zeminleri Mavişehir'den, Girne'den iyidir. O yüzden biz ve belediyeler bir araya gelip ortak bir planlama yapmazsak, ortak bir fikir geliştirmezsek yanlış yaparız. Benim korkum burada. Bu süreçte vatandaş mağdur edilirse, kentsel dönüşüm İzmir'de zor yapılır. Bu iş, gecekondu yıkımına benzemez. Herkes bir şey söylediği için vatandaşın kafası karışık, adam evini altın değerinde görüyor. "Ben buraya emek verdim, hayatımı verdim, iki çocuğum var" diyor. Hiç kimse onu elinden zorla çıkaramaz. Vatandaş dışarıdan seyreden değil, sonradan duyan olmayacak. Bu çok tehlikeli...
"Bölgeler bir bütün olarak ele alınmalı" dediniz. Biraz daha açar mısınız?
- Mesela ulaşım. "Sorun değil" diye diye bu hale geldik. İzmir'de araba sayısı artıyor. Göç sürüyor. Kentsel dönüşüm sürecini iyi değerlendirmezsek ciddi sorunlar yaşarız. Otoparkıyla, sosyal tesisiyle, eğitim ve kültürüyle, ibadet tesisleriyle bir bütün olarak bölgelere bakılmalı. Kentsel dönüşüm yapılan yerde, 50 yıl bir sorun yaşanmamalı. 3 katlı binayı yıkıp 3 katlı bina yaparsanız, bu kente yazık edersiniz. Zemin etüdüne göre, şehri daha planlı bir hale getirmek için 3 kat, 5 kat, tek kat, gökdelende yaparsınız ama yerine göre, konuta göre... Burada önemli olan yeşil alanıyla, çevresiyle, sosyal tesisleriyle bir yaşam alanı ortaya çıkarmaktır.
Gümüşpala ve Adalet Mahallesi dışında, dönüşüme yönelik başka projeniz var mı?
- Şimdi biz Birinci Kordon ile ilgili bir proje yapıyoruz. Bu ufku açmak için, ne söylediğimizin anlaşılması için. Açıkladığımızda, kentsel dönüşümden ne anladığımızı orada göreceksiniz. Ben Bayraklı demiyorum, orada yapmak kolay. Birinci Kordon diyorum. Proje son şeklini alıyor. Yakında açıklayacağız. Bence İzmir'de en riskli yer Birinci Kordon. Kim ne derse desin, herkesle tartışırım. Çünkü Kordon'un zemini yok. Altı boş, su... 50 yıl önceki teknoloji ile yapılmış. Göztepe oradan daha sağlam. Çok riskli bir Birinci Kordon'a sahibiz.
Projenizi biraz daha açıklayabilir misiniz?
- Ayrıntılarını yakında paylaşacağız ama sizlere şunu söyleyeyim; İş yeri ve konutlardan bahsediyorum. Olduğu gibi yıkıp yapmak... Projemizde, İkinci Kordon'daki vatandaş denizi görecek, denizle buluşacak. Birinci Kordon'da oturanlar da inanılmaz, çok kar edecek. İnsanlar, o bölgede çok rahatsız. Otopark yok, gürültü var. Bizim projemizde otopark sorunu çözülüyor. Orada ne kadar dükkan, işyeri, eğlence mekanı varsa daha fazlası yapılıyor. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Ayrıca, Kordon'da 3. kattan üsttekilere baktığınızda birinin balkonu yeşil, birinin mavi, birininki de kırmızı. Yok böyle bir şey. O da kaçak o zaman. Bir bütün olarak bakarsanız eğer İzmir'de planlı kentsel dönüşümler yapılırsa, hangi belediye ve kim yaparsa yapsın, bütçesi kadar para kazanır. İddialıyım ben. İzmir böyle bir kent... Bu projemizde teknoloji kullanmayı hedefliyoruz. Tarihi binalar kalmak şartıyla, İkinci Kordon'da dahil olmak üzere gireceğiz. Arkası gelecek, ondan sonra Alsancak'a da başlayabilirsiniz. Sonra gidersiniz Karşıyaka'da Girne Caddesi'nde benzer projeler yaparsınız.
İzmir, kentsel dönüşümden karlı çıkar mı?
- Güzel İzmir bir servet. Kentsel dönüşümde ciddi bir para var. Ev sahibi, arsa sahibi, inşaatçısı, malzemecisi, belediyesi herkes bundan faydalanır. Biz inşaat firması değiliz. Biz sadece proje yapıyoruz, vatandaşla konuşuyoruz, uzlaşıyoruz, sonra projeyi hayata geçiriyoruz. Sonrasında yerini ne yapmak istiyorsa onu yapabiliyor. İster satsın, ister otursun. Adalet Mahallesi'ndeki projemizde vatandaş yüzde 60 kat karşılığı verme hakkına sahip. Orada kim mağdur olacak? Babası oğluna vermez yüzde 60 kat karşılığı. Şu anda 3 katlı evinin yerine yapılacak olan bir kat, öncekinden daha fazla değerli. Kordon da aynı. Türkiye'de başka Kordon var mı! Denizi kullanamıyoruz, çevreyi değerlendiremiyoruz, otopark sorunu var. Kentsel dönüşüm planlı bir şekilde yapılırsa her belediye kendi bütçesi kadar para kazanır. İzmir marka şehir olur, kendine gelir. Kordon'u dönüştürmek bir anda olmaz. Kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklar var.
Şu anda başlanan bazı projeler var.
- Şu anda yapılanları doğru bulmuyorum. Vatandaş sonradan bilgi sahibi olmayacak.
360 bin riskli konut
İzmir'de kaç konut kentsel dönüşüm kapsamına alınacak?
- Yetkililer, 360-370 bin civarında riskli konut olduğu söylüyorlar. Bu şu anda 2 milyon kişiyi direk ilgilendiriyor. İzmir nüfusunun yarısı demek. Pastaya bakın yani... Ne kadar büyük bir pasta. Ne kadar güzel, ne kadar büyük bir iş. İzmir'in buna ihtiyacı var. Herkes bundan kazanacak ve kent modern bir hale gelecek.
ANKET SONUÇLARI
İzmirlilerin kentsel dönüşüme nasıl baktığına dair çalışmalarınız var mı?
- SONAR'a bir anket yaptırdık. İzmirli'nin yüzde 78'i kentsel dönüşüm istiyor. İzmir'in 30 ilçesinde görüşmeler yapıldı. Gültepesi de, Bayraklısı da, Kadifekalesi de daha sağlıklı konutlar istiyor. Ege Koop'un bilinilirliğini de sorduk. Yüzde 80 güven çıktı. Yüzde 20, tanımıyoruz diyor. Aydın'da bir proje yapmak istiyoruz. Tanınırlık yüzde 40 küsur. Demek ki biz bir marka haline geldik. Daha iyi yerlere gelmemiz gerekiyor. Bu noktada kentsel dönüşümün temeli güvendir.
KAVGAYI BIRAKALIM
Bu işin ekonomik büyüklüğü nedir?
- Ortalama bir konuta 100 bin lira dersen, 400 bin konutla çarpacaksın. Ancak bu kadar konutu dönüştürmek için en az 800 bin konut yapılması lazım. İzmir'in buna ihtiyacı var. Otopark, ulaşım, sosyal alan eksikliği gibi sorunları bununla çözersiniz. Yeni anlayış yeni planlama ile yapılır. Yeni plan olmadığı sürece zaman kaybederiz, yazık olur. Kat karşılığı herkes yapıyor. Vatandaşlar bize geliyor. Gümüşpala'da bir mahalleden başlıyoruz. Bunu da vatandaşlar istedi. Herkes bize geliyor. Büyükşehir Bayraklı'da toplantı yaptı. Bir gün sonra 30 kişi bana geldi "Ne olacak halimiz?" dedi. Anlamamış adam çünkü. Bu işte hem sosyal değişim hem de ekonomik hareketlilik var. Hükümetin aldığı kentsel dönüşüm kararında bence iyi niyet var. Hükümete ciddi yetkiler tanınıyor. Doğru kullanılması gerekiyor. Belediyeler sen-ben kavgasını bırakıp, "Bu kentsel dönüşümü biz yapacağız" demeli. Hükümet şimdi belediyelere, "bana gelin" diyor. Hatırlatmak isterim vatandaş da artık bakanlığa gidebiliyor. Bu işe belediyeler öncülük yapmalı. Belediye bu konuda denetim görevi üstlenmeli.