Düşler Tarlası başlıklı yazısı ile, kimse kusura bakmasın ama yaza damgasını vurdu yine
Bülent (Buda) ağabeyim.. Tanımaktan, 2 sezondur el-ele, kol kola
Atatürk ve
Alsancak Stadlarına,
Mavişehir'den birlikte yola koyulmaktan büyük haz duyduğum Bülent ağabey ile ev komşuluğumuz bir yana, yazıları ve TV başındaki söylemleri ile bir gönül komşuluğu ve dostluğu da oluştu.
İzmir futbolu adına hep doğru reçeteler yazan Bülent ağabeyin son yazısındaki
Akhisar ve
Altınordu örnekleri, dilerim İzmir'de futbol yöneticiliği yapan her yöneticinin de kulağına küpe olur. Son dönemde,
yap-boz tahtasına dönüşen futbolcu transferleri, yönetimlerin kendi içlerindeki muhalif söylemleri ile güçlü bir takım ve yönetim oluşturmaktan çok uzak kalan takımlarımızın sezon sonlarındaki içler acısı halleri, hiçbirimiz için sürpriz olmamalı. Bunları bir kenara bırakıp, İzmir'deki saha konusuna dalarsak daha da içler acısı bir tablo karşımızda asılı durmakta. Geçtiğimiz sezon Atatürk Stadı'ndan ağzı yanan
Göztepe'nin de, yeni sezonda rotayı
Alsancak'a çevirmesi ile bir başka sorun daha bizleri beklemekte.
İZVAK başkanı sayın Tuğrul Yemişçi'yi,
Sinan Genç'in programında ilgi ile izledim. Her takımı mutlu etmek zor, bu yüzden Yemişçi'nin de işi çok zor. Çözüm bekliyor ve istiyorsak, İZVAK'a sıcak bir el uzatmamız gerek. Her hafta 2 maçı, bu zemin taşımaz. Sil baştan yeni bir zemine de zaman yok.
Yeni stad projeleri gündemde olsa da en az 2 sezon emektar Alsancak'a koşacağız. Bu açık tribünü 2-3 sponsor ile kapatıp, tribünlere de o sponsorların reklamlarını almak, çok mu zor. Yağmurda kapalı tribünün büyük kısmı da su almakta ve basın tribününde taraftarların haklı isyan ve tepkilerine muhatap olmaktayız. Transfer başladı, yarın sezon açılacak.
Lafın özü, göz açıp kapayıncaya kadar topu santra yuvarlağında göreceğiz. Yani zaman yok. Çıkmaz ayın son çarşambalarını beklemekten ve gözlemekten yorulduk. Sezon boyunca bu sütünlarda yer alan futbol platformlarında olsun, zaman zaman sevgili Sinan Genç'e konukluğumda olsun bıkmadan usanmadan dile getirdiğim bu sorunlara nokta koymanın düşlerini görmekteyim. Başa dönersek, Bülent ağabey gibi düşlerle süslemekteyiz futbol keyfimizi. Yok,rüyalarımız gerçek olmaz ise, yazmaya devam edeceğiz, bıkmadan usanmadan. Yazmaktan kim usanır.