Geçenlerde bir arkadaşımla sinemadayım.
Film başlamadan önce reklamlar dönüyor... Ben bu
fragman ve reklam faslından sıkılanlardan değilim, hatta hepsini bayıla bayıla izlerim... Bir kot
markasının reklamı başlıyor. Daha önce de izlemişim; müzik/ tempo şahane, çekimler güzel,
fıstık gibi mankenler var... Arkadaşa diyorum ki "Bak bu reklam çok iyi!" Ve şaşırtan cevap geliyor: "Neresi süper beee,
kadınların hepsi 30 kilo filan!" Evet yahu, niye böyle düşünmemişim ben... Neler etmiş bu
çağımızın güzellik anlayışı bizlere böyle?
***
Reklam filmindeki kadınların hepsi
anoreksik gibi. Tabii ki bu dünyada herkes
90 - 60 - 90 olmak zorunda değil, ama bu kadarı da fazla. Ortada ciddi bir tuhaflık var. Hani büyükannelerimiz
"tabut kapağı" diye bir tabir kullanırdı ya, işte reklamda
"özenilesi ve güzel" olarak kullanılan kadınların hepsi öyle! Peki biz
nasıl geldik buralara? Film başlıyor, ama benim aklım takılı kalıyor reklama. Olayın ardındaki yaratıcı ekibi düşünüyorum... Bu
reklamı çeken adam mıdır, kadın mıdır, nasıl bir güzellik anlayışına sahip? Nasıl bir formu güzel olarak kabul etmiş? Nasıl bir
güzellik kavramına inanıyor? Nasıl bir güzellik anlayışını ortaya koymaya çalışıyor? Nasıl bir güzellik
imajı sunmaya ve dayatmaya niyetli? Ya da bir şey dayatmak gibi derdi yok, ama bugüne dek kendine de dikte edilmiş olan ve
koşulsuz/ sorgulamadan kabullendiği bir estetik bakışın boyunduruğunda... Güzellik tabii ki
görece bir kavram ama ben bunun ötesinde, yani bir insanın alışılmış ya da genel geçer
standartlarda güzel/ çirkin kabul edilme halinin de ötesinde,
insan anatomisinin nasıl bir deformasyona uğradığını/ uğratıldığını düşünmeden edemiyorum...
***
İnsan vücudunu, kadın/ erkek bedenini zorlamadan,
en doğal ve sağlıklı haliyle kabullenmek bile bir mesele artık. Bizler, koca insanlar bile sorgulamadan satın alabiliyoruz demek
zihnimize ısrarla dayatılan görüntüleri... Peki ufaklıklar,
küçücük akıllarıyla çocuklar ne yapsın? Sonrası daracık kotlar, ölümüne açlık, ölümüne diyetler vs...