Bende'niz
pek şenlikli bir mahalleyimdir, İzmir tepelerinden birinde. Aslıma varoş derler ya
artık asil olduk. Altmışlarda
asfalt Osman benim daracık, taş döşeli sokaklarıma asfalt döktüğünden bu yana, asilim. Bağrımda herkese yer var, sen de gel buyur, valla... Kooperatif eviyle dört kat apartuman, hızarcıyla, kadın bakkal, çalgıcı kahvesiyle falcı İfakat, benim insanlarım. Yer kalaydı, sana da bi evlik arsa çevirirdik ama,
geç kaldın. Her vakit düğün dernek kurulur mahalle arasında. Hacı uğurlar, karşılarız. Kız kınası, düğünü ederiz, asker uğurlarız, bayramdı arefeydi, bizde şenlik çok anacım. Kırlılarımı soruyorsan, onlar Varto depremiyle düşmeye başladılar, ardı sıra bütün Doğu bana aktı. Kollarımı açtım, "Gelin buyurun insancıklarım" dedim. Gayretliydiler, çalışkan,
hatır gönül bilendiler. Tek kusurları habire doğurmaktı. Acırdım kadınlarına, güzel gözlü, güçlü kuvvetli, her vakit
yüklüydüler.
AKIL FİKİRLE YENİLİR
"Hayat gürül gürül akarken, siz hep can çatalında. Olur mu böyle!" derdim, kulakasmazdılar. "Yeneceyiz sizi, doğurarak" dedi bigün Menekşe. Dedim "Öyle yenilmez kızım, akılla fikirle yenilir. Sen ki burada doğdun, bak adını bile Binefş yazdıramadı baban nüfusta." Nüfusa öyle yazıldıysa da ben ona gelir geçerken hep
Binefş kız diye seslendim. Duymadı sanırsınız ya duyar, insan ülkesinin, şehrinin sesini tanır, duyar,
kalbiyle duyar. Binefş'in babasıyla amcaları, biraz geç yaşta burada sünnet oldu, toplu sünnette. İlle at binmek istemişler, memleketleri koktu demek, gönüllerine. Onca çocuğa nerden bulsunlar onca atı! Toplu sünneti yapan birkaç hayırseverin oğullarına geldi üç at. At dediğim de sütçü beygiri, ama, olsun. Kalan fukara oğlancıklar burun çeke çeke onların ata bindiğini seyretti, geriden. "Amaan be, at olup da Hırpo'nun sütçü beygiri onlar, kel, ihtiyar atlar, ne üzülüyorsunuz oğullarım!" dedim, sildim sandım gözyaşlarını...
HUZURDUR, BARIŞTIR
Gözyaşının akıtılması kolay, silip avutması müşkül, bak bunu unutma e mi. Şimdi bu Binefş'in oğulları kesilecek. Onlar artık buralı, hoş anaları da buralı, kökten sürme Batılı. Midye işine çok emek ettiler, çok kazandılar, okuyanı okudu, okumayanı midye taşladı. Ama ne düğün, görüyorsun.
Afran, Cengo, Aşiti, mahallenin öteki milletlerinin çocuklarını da geyindirdiler, Maşallah kuşattılar, sofralar kuruldu, bütün insanlarım o sofraya oturdu.
Ferah sofraları olsun inşallah. Afran'ın yanında
Amet, Cengo'nun yanında
Cihan. Aşiti, Abdo'yla birlikte. Vur davulcu, nerde kaldı gırnatacı Hüsmen? Amanın, şunların ettiğine hele, davulcuya atılan paranın peşine düştü bütün oğlancıklar. Kaptılar paraları, davulcu da oğlanların peşinde, "Verin lan nafakamı" diye bağırıyor... Oğlanlar kıkır kıkır... Şşşşt, ne diycem bak, Aşiti ne demek bilirsin? Huzur demektir, barıştır, cümlesine... Çok şükür...