Ülkemizde 1-9 Kasım tarihleri arasında, doku ve organ nakli ile organ bağışı konusunda
bilinci artırmak için değişik aktiviteler düzenleniyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, organ bekleme listesinde 28 bin 372 hasta kayıtlıdır.
Ülke çapında, organ yetmezliğini nedeniyle hastalar, 20 bin 820 böbrek, 2 bin 43 karaciğer, 391 kalp, 235 pankreas, 37 akciğer, 4 bin 842 kornea ve 4 kalp kapakçığı için bekliyor.
Maalesef, organ bekleyen hastalar bu kadar çokken,
organ bağışı yetersiz. Bu yüzden de genellikle canlıdan nakil yapılıyor. Özellikle böbrek ve karaciğer hastaları için bu mümkün olsa da, diğer organlarda bu söz konusu olamıyor. Geçen yıl yapılan 3 bin 270 organ naklinin 2 bin 527'si canlıdan,743'ü kadavradan alındı. Bu yıl organ nakli rakamları 4 binlerin üzerine çıktı.
Rakamlar, organ vericilerinin yüzde 77'sinin canlıdan olduğunu gösteriyor. Oysa Avrupa ülkelerinde organ nakillerinin yüzde 80'i kadavra, yüzde 20'si canlı kaynaklıdır.
KENT LİDER OLSUN
İlerlemiş organ yetmezliklerinde ve kemik ile tendon gibi dokulardaki aşırı hasar durumlarında, nakil gerekliliği ortaya çıkabiliyor. Kalp yetmezliği, kronik karaciğer ve böbrek hastalıklarında organ nakilleri en seçkin ve hayat kurtarıcı tedavi yöntemlerindendir. Organ nakilleri tıbbi gereklilikler kapsamında yapılmakta olup, tüm organizasyon Sağlık Bakanlığı'nın inisiyatifindedir. Bakanlıkça kurulan "Türkiye Organ ve Doku Nakli Bilgi Sistemi" ulusal bazda, güvenilir, şeffaf ve adaletli bir şekilde bu görevi yerine getirmektedir.
Halen, ülkemizde, ruhsatlandırılmış tam donanımlı 111 nakil merkezimiz vardır.
Türkiye'de geçen yıl 2 bin 779 vatandaşımızı bu imkanı sağlayamadığımız için kaybettik.
Bu yılın ilk 10 ayında, bu sayı 5 binleri aşmıştır.
Sorun tıbbi altyapı, yetişmiş insan gücü ve nakil merkezi sayısı değil, insanlarımızdaki
bilinç ve empati eksikliğidir. Ayrıca, ilgili mevzuat ve yasa açısından da bazı sıkıntılar sözkonusu. Mevcut düzenlemelere göre, kişi ölmeden önce organ bağışına izin vermesine rağmen, vasiyet sistemi gereği birinci derece yakınlarının itirazı, o kişiden organ alınmasını engelleyebiliyor.
YASAL DÜZENLEME ŞART
İzmir'de,önceki yıl 225 beyin ölümünün 79'unda organ bağış kararı alınmıştı. Bu yıl içinde de 198 beyin ölümünün 71'i aynı kararı aldı. Ülkemiz genelinde, bu yıl içinde gerçekleşen 1298 beyin ölümünün 304'ünün ailesi organların bağışı için onay verdi. Bu sayıların 2 ila 3 bin seviyelerinde olması gerekli. En azından,basit bir yasal düzenleme ile uygun olan ve aksi bir iradesi olmayan ölüm vakalarından alınacak kornealar ile 4842 vatandaşımızı ışığa kavuşturabiliriz.
Yaşarken organ bağışı yapan
İzmirlilerin sayısı da şu ana kadar 2 bin 116 olarak gerçekleşti.
Bu hafta dolayısı ile toplumsal duyarlılığımızın artması ve sadece tıbbi değil aynı zamanda sosyolojik, etik, felsefi ve insani bir konu olan organ bağışında, İzmir'imizin
liderliğe koşması dileğimi iletiyorum.