Günümüzde teknoloji o denli hızlı gelişmekte ki, bugün kullandığımız
bazı terimler 10-15 yıl önce bilinmemekteydi. Bunlardan
"sosyal medya" terimi de günümüzün yenilerindendir. Konuya girmeden önce, sosyal medyanın ne olduğunu kısaca açıklayalım. Önceleri, dünyadaki olaylar dahil, çevremizde ne olup bittiğini radyo, televizyon, gazete gibi yayın araçlarından öğrenebiliyorduk. Bazen öğrendiklerimiz de o konu ya da haber bayatlamış oluyordu. Şu sıralarda televizyon ekranlarının altındaki "son dakika" uyarısı ile bayatlamamış haberlere kavuşmuş bulunduk. Günümüzde bilgisayarın çocukların bile kullanabileceği hale gelmesi ve bu teknoloji harikası ile saniyesinde istediğimiz her bilgiye kavuşabilmemiz dünyamızı değiştirdi. Bu sayede dünyada olup bitenleri
anında öğrenmenin yanında, tanıdığınız veya tanımadığınız birisi ile yüz yüzeymiş gibisine iletişim mümkün oldu.
ÖĞRENMENİN EN KISA YOLU
İşte, sosyal medya bireyleri, kurumları birbirleri ile iletişimde ve bağlantıda tutan bir sistemdir. Bu nedenle toplum sadece medyayı takip etmekle kalmayıp aynı zamanda
içerik üretme durumuna da gelmiştir. Böyle olunca yönetimler, bölgelerinde ne olup bittiğini vatandaşın ilgilere ulaşması zaman alan dilekçesi, gazetelerin şikayet sütunları ve benzer araçlardan öğrenme yerine, kısa zamanda sosyal medya aracılığı ile öğrenebilmektedirler. Çalışmalarım için kullandığım bilgisayarım yüksek teknolojili olmasa da, 15 gün önce New York'a giden torunum
Mehmet'le sanki yüz yüzeymişçesine görüştük. O da cep telefonunu kullanıyordu. Üstelik kahvaltısını yaptığı anında görüntüler göndermişti. Sanki ikimiz
dünyanın iki ucunda değildik de bir aradaydık. Durum böyle olunca, özellikle yerel yönetimler sosyal medya dediğimiz ve saniyelerle haber ulaştıran bir araçtan elden geldiğince faydalanmak zorundadırlar. Çünkü, yerel yönetimler bölgelerinde yaşayanların yol, su, elektrik, çöp vs ihtiyaçları ile yakından ilgilidirler. Üstelik saydığım ve benzeri sıkıntıların giderilmesinin beklemeye de tahammülleri yoktur. Görülen o ki, bırakın sosyal medyadan faydalanmak, vatandaşların dilekçeleri veya gazetelerin şikayet sütunlarında yazılanlar ile
yeteri ölçüde ilgilenilmediği de bilinmektedir. Öyle olmasaydı, aynı nitelikteki şikayetler, tekrarlanarak dile getirilmezlerdi.
KAÇ KERE ANLATILMALI!
Burada bir anımı anlatmak isterim: Vaktiyle Cumhuriyet Meydanı'na bakan dairesinde İngiliz Konsolosu'nun beş çayı davetlisiydik. Çerez ve benzerleri ikramına "Buyurun" demesine rağmen, biraz yavaş davrandığımızda "Sizlerin ikrama el uzatmanız için kaç kez buyurun demeliyim!" diye sormuştu. Bilindiği gibi onlarda "buyurun" diye bir teklif yoktur. Daha rahat hareket ederler. Bunu neden anlattım: Bir aksaklığın, noksanlığın giderilmesi için de acaba yerel yönetimlere kaç kez duyuruda bulunmalıdır? Egeli Sabah'ın Yayın Yönetmenri ve yazarı Sayın
Ünal Ersözlü, 14 Eylül 2013 tarihli yazısında Mak Danışmanlık firmasının bir araştırmasına dayalı olarak "Araştırmanın bölümlerini okuduğumda, bazı detaylar ilgimi çekti. Sonuçlara göre halkın yerel yönetimden şikayeti, yerel siyasetçilere ulaşılamama ve ulaşıldığında ise gerekli ilginin görülmemesi"ni dile getirmekteydi. Yaşar Üniversitesi'nde yapılan araştırmada
sanal ortamda belediyeler ile vatandaşlar arasındaki karşılıklı iletişimde sosyal medya hesaplarında Ankara, İstanbul, Adana, Bursa'nın yüzde 70'ler gibi yüksek oranlara ulaşılmasına karşılık
İzmir'in yüzde 17'de kalması "İzmir sosyal medyası sınıfta kaldı" olarak değerlendirilmiştir. Bu araştırma sonucuna şaşırmadım. Kadifekale'ye dikilen 20 bin ağacın keçiler tarafından kemirilerek kurutulmasından çok sonra olay yerine 3-4 kilometre mesafedeki Büyükşehir tarafından öğrenilmiş olması, bu
iletişim kopukluğunun bir örneğidir. Keçilerin Kadifekale'den inip Büyükşehir Belediyesi'nin önündeki ağaçlara musallat olamadığına şükretmemiz yanlış olmayacak. 10 keçi göz altına alındığına göre tehlike atlatılmış demektir. İnanacağınız bir anım: Başkan seçilen iki arkadaşımı kutlamak için aradığımda sürekli toplantıda olduklarını söyleyen sekreterini bile hala aşamadığım da benim deneyimimdir.