Hayat Hastanesi ve Zeybek Tıp Merkezi Kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Merih Şan, EXPO 2020'yi İzmir'e getirecek çalışmalarda kavga yerine işbirliği yapılması gerektiğini dile getirdi. Dr Şan, bu konuda, son zamanlarda İzmir Valisi Mustafa Toprak ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında basında yer alan tartışmaların gereksiz olduğunu söyledi, "Bu yarışta kavga niye? EXPO yolunda yapılacak en son şey kavgadır. İzmir'i yönetenler, bu konuda mutlaka güçbirliği ve dayanışma içinde olmalıdır. Aksi takdirde bunun hesabını İzmirli sorar" dedi. İzmir'in bu anlamda farklı ve ileriyi düşünen bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Dr. Şan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başta Sayın Valimiz ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız, EXPO yolunda İzmirli sağlık kuruluşlarını bir araya getirip sağlıkta bölgenin gücünü ve Avrupa'ya yönelik hizmetlerini iyi anlatmalılar. Sağlık turizmi alanında, İzmirli sağlık kuruluşlarının Avrupalı doktorlarla yaptıkları çalışmalar BIE delegelerine anlatılmalı. Avrupa başta olmak üzere, dünya insanının İzmir'den hangi sağlık hizmetlerini aldığını, Türk doktorlarının başarıları anlatılmalı. Dünya basınına bu konuda tanıtımlar yapılmalı, bilgiler verilmeli. Zaman kavga ve suçlu arama zamanı değil, güçleri birleştirip dünyaya İzmir'i tanıtma zamanıdır. Aksi takdirde bunun bedeli ağır olur. Belki 2020'de bugünkü yöneticiler bulundukları makamlarda olmayabilir, fakat İzmir ve gelecek nesil bugünü sorgular."
DR. ŞAN'DAN ÇAĞRI VAR: KATKI PAYINI KALDIRALIM
Hayat Hastanesi, Gazikent Tıp Merkezi ve Zeybek Tıp Merkezi'nin Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Merih Şan, meslektaşlarına ve özel sağlık kuruluşu yöneticilerine çağrıda bulundu, "Katkı payı adı altında alınan ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun son değişikliğiyle oranı yüzde 200'e yükseltilen fark ücretini hastalardan almayalım" dedi. Dr. Şan açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Özel sağlık kuruluşlarının birçoğu katkı payı düzenlemesini tam olarak uygulamıyor. Dernek olarak toplu olarak alacağımız bir kararla, katkı payını makul bir seviyede tutabilir veya tamamen kaldırabiliriz. Yüzde 200'lük katkı payı hastaların tekrar devlet hastanelerine yönelmesine yol açacaktır. Bu da özel sağlık kuruluşlarının en önemli gelir kalemi olan SGK mensubu hastaların sayısını azaltacaktır. Geçmişte ve günümüzde özel sağlık kuruluşları katkı payını ya hiç almadılar ya da indirimli olarak aldılar. Hastalardan tahsil edilen bu ücretlerde orantısızlık yaratan bu uygulama, genel anlamda sağlık kuruluşlarının yapısına ve ahlaki tutumuna ters düşer."