Ayvalık'ın dünyaca ünlü turizm merkezi
Cunda Adası ve irili ufaklı
22 adası, bakanlıklar açısından, tam anlamıyla
"çifte standart" uygulanan yerler oldu.
Bakanlıklardan biri adayı korumaya alırken ötekisi neredeyse bu doğal güzellikleri yok etme peşinde.
Bakanlıklardan biri, yani
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın
, Derviş Tepe, Alibey Tepe, Çim Tepe, Deveboynu Tepe ve Ak Tepe bölgelerinde, rüzgar enerjisi santralı için tesis ve rüzgar tirbünü kurulmasına iznini vererek, o güzelim doğa harikasının betonlaşmasına olanak tanıması yetmiyormuş gibi, şimdi de bu güzelim yerler için yeni bir plan hazırlayıp, bu doğa parçasını yapılaşmaya hazır hale getirmeye çalışıyor.
Bir diğer bakanlık,
Kültür ve Turizm Bakanlığı ise
"Cunda Adası'nın kentsel silüetine uyumlu bir görünüm elde edilmesi ve sahil kıyısından vatandaşların yararlanması için", restoran işletmeleri tarafından kullanılan çardaklı yeme içme üniteleri ile aynı sahil bandında bulunan büfelerin ve ticari işletmelerin kaldırılmasına, yani
"yıkılmasına" karar veriyor.
"Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedikleri bu olsa gerek. Hükümete bağlı bakanlıklardan biri,
"Cunda Adası'nın kentsel silueti bozuluyor" diye, iyi kötü yıllardır kullanılan lokanta çardakların yıkılmasını istiyor, bir diğeri ise,
1. derecede doğal sit alanı olan
Cunda Adası ve
Ayvalık adalarını siluetini altüst edecek bir projeye onay veriyor.
Türkiye'nin en güzel doğal koruma alanları arasında yer alan
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı için,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan
"Ayvalık Adaları Planı Değişikliği" raporu, adaların elden çıkarılması olacak. Çünkü rapor, adaların koruma statüsünü düşürüp yeni yapılaşmanın önünü açıyor.
Rapor kabul edilirse
Ayvalık için tam bir yıkım olacak. Ne
Ayvalık kalacak ne de
Ayvalık turizmi.
Ayvalık ve
Cunda Adası başta olmak üzere bölgede bulunan koruma altındaki
22 ada yeni yapılaşmaya ve beton yığını olan enerji santrallerine açılmış olacak.
Raporda;
Tabiat Parkı sınırları dahilinde yer alan tüm sit alanlarında yapılacak her ölçekteki plan ve uygulamalar ve sit alanları bütününde yapılacak kiralamalar için
"ilgili kültür varlıklarını koruma bölge kurulu ile tabiat varlıklarını koruma bölge komisyonunun" uygun görüşü alınacaktır deniliyor.
Bu rapor,
Milli Parklar Kanunu'na ve ilgili yönetmeliklerin de ruhuna aykırı.
Milli Parklar Kanunu'nda, milli park, tabiat parkı gibi alanlarda yer alan özel mülkiyetlerin kamulaştırılmasını önerilirken, mevcut revizyon planında yeni kiralama ve satış maddelerinin konması doğal parkların korunmasına ilişkin hükümlere tamamen ters düşüyor.
Raporla,
Ayvalık adalarının ekolojik ve tarihsel dokusunu bozacak bir yapılaşmanın önü açılıyor. Çok sayıda ada ve plaj özel mülkiyetin sahipliğine geçirilebilecek. Tekne turları denizleri,
RES'ler yani Rüzgar Enerjisi Santralleri ise bitki örtüsünü neredeyse tamamen yok edecek.
Rapor, imar planının değişmesi, yapı izinlerinin iki katına çıkarılması, kaçak yapılara izin verilmesi, hatta plajların dahi özel kişilere satılmasını gündeme getirebilecek.
Cunda Adası ve
Ayvalık adaları
Türkiye'nin tabiat parkları arasında en önemlilerden biridir. Bir bölümü endemik olmak üzere,
752 çeşit bitki örtüsü barındırır ve kuşların da göç yolu üzerindedir.
Cunda Adası ve Tabiat Parkı, Ayvalık adaları
UNESCO tarafından,
Türkiye'de belirlenen,
6 Önemli Kıyı Koruma Alanları'ndan biri. Bu alanın korunması uluslararası bir gereklilik. Biz bu gerekliliği yerine getireceğimize, bu doğal güzelliği ve o güzelim silueti tamamen bozmaya ve akıl almaz bir görüntü kirliliğinin ortaya çıkmasına neden olacak projelere sahip çıkıyoruz.
Ayvalık ekonomisini ayakta tutan turizmdir. Yerli ve yabancı turistler sayesinde
Ayvalık esnafı para kazanmakta, insanlar iş güç sahibi olmaktadır. Turizmi sağlayan en önemli nedenlerden biri
Ayvalık'ın
Cunda Adası gibi bir tabiat harikasının yanı sıra, daha başka, irili ufaklı
22 adaya sahip olmasıdır. Bu son girişimler
Ayvalık ekonomisine ağır yükler getirecek girişimlerdir.