Karabük'te , yerel gazetelerde çalışan muhabirlere, gazete sahiplerine ve televizyon çalışanlarına eğitim veriyorum.
Konularımız;
dilbilgisi, imla, haber teknikleri ve iletişim. Çok geniş bir katılım vardı.
Karabük Valiliği olağanüstü bir organizasyon yapmış.
Karabük Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü önemli bir çaba harcadı.
Son derece keyifli, son derece faydalı bir eğitim programı oldu. Eğitimlerde genelde ilk iki gün katılım yüksek olur. Sonraki günlerde yavaş yavaş katılımcı sayısı azalır. Ancak bu kez öyle olmadı.
Katılımcı sayısı her gün aynı idi, hatta bazı günler giderek arttı bile...
GÜÇLÜ A TAKIMI
Bu arada kısaca Karabük'ten de bahsedeyim sizlere sevgili okurlarım.
Karabük,
demir çelik sanayisi sayesinde çok önemli olanaklara sahip olmuş.
Üç ilçesi, iki yüzden fazla köyü var!
Safranbolu gibi bir doğa ve görsel harikasına da sahip.
Son derece geniş vizyonlu bir valiye sahip Karabük.
Bir o kadar da çalışkan Belediye Başkanı var.
Valilikte ve Karabük'te güçlü bir A takımı vardı.
Ders sonrası tüm civardaki turistlik alanları gezdirdiler.
Ve Karabük'ün en önemli yerlerini tüm tarihsel olgularıyla tanıtan güçlü bir rehberimiz vardı.
Sayın
Aytekin Kuş, ayaklı bilgi bankası gibiydi.
Eeee o zaman, gördüklerimi anlatayım sizlere sevgili okurlarım.
Karabük'te bir meydan yapılıyor, gözlerime inanamadım .
Tam 40 bin metrekare.
Müthiş bir çalışma vardı.
Belediye Başkanı
Rafet Vergili; maaşını almıyormuş.
Maaşını direk bursa bağlamış.
Makam arabası yerine kendi özel vasıtasını kullanıyormuş.
Vali
İzzettin Küçük ise süper bir vali...
"Sıfır egosu var" diyor her konuştuğum kişi!
Kristal Teras seyir yerine gidince, gerçekler insana daha yakından görünüyor.
Üç kanyonun bitiştiği yerde camdan bir seyir alanı yapılmış.
Düşünün camın üstünde yürüyorsunuz ve altınız kanyon.
Böyle bir heyecan olamaz.
Kelimelerle anlatmak zor.
Yaşamak lazım manzaranın ve oluşumun muhteşemliğini.
Birden içim cızz etti.
Aklıma hemen bizim
Balçova Teleferiği geldi.
Hani şu bizim "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz" olan teleferik.
8 yıldır yerinde sayan. "Böyle camdan bir seyir alanı orada da olabilir" diye düşündüm.
Sonra kendi kendime; "Oooo daha teleferik yenilenecek.
Hayal kurma Hülya" dedim.
Daha bitmedi, o kadar zor doğal koşullar vardı ki, yapılan işler şaşırtıcıydı.
Her taraf sarp dağlarla çevrili.
Bir uçtan bir uca asansörler, köprüler, yürüyen merdivenler yapılmış bağlantıları sağlamak için. Halk hiç eziyet çekmeden ulaşabiliyor anlayacağınız.
İç çektim İzmir'i düşününce sadece, iç çektim!
Sevgili okurlarım, "Olmaz olmaz" dememeli. Vizyon olunca oluyor her şey.
Hepinize geniş vizyonlu güzel günler dilerim.