Başıboş hayvanların yol açtığı tehlikeye dair yıllardır yazıyorum. Bazı hayvanseverler bu meseleyi
'dokunulmaz' kılmaya kalksa, kimileri görmezden gelse de yazmaya devam edeceğim. En son geçen hafta İzmir'de 11 yaşındaki bir çocuğun havlayan sokak köpeğinden kaçarken aracın altında kalarak ölmesi üzerine tabii ki söyleyeceklerimiz olacak. İzmir'de daha önce de benzer ölümler,
ciddi boyuttaki yaralanmalar yaşanmıştı. Evvela kimse
bu meseleyi masumlaştırmaya ya da şirinleştirmeye kalkmasın! Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız.
KIYAMET KOPARILDI
Bunları yazıyorum diye "hayvan düşmanı" ithamında bulunmaya,
hayvan sevgimiz teste tabi tutulmaya da niyet edilmesin, bilen bilir. Zaten hep böyle yapıldığı için hiçbir mesafe alınamadı ve başıboş hayvan tehlikesi
hayatı tehdit eder hale geldi. Hatırlayın, geçenlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu bir tören sırasında etrafta cirit atan köpeklere sözü getirince kıyamet koparıldı. "Hepimiz hayvanseveriz ama Hayvanları Koruma Yasası çıktığından beri resmi törenlerin, açık havada yapılan etkinliklerin en büyük aktörü sokak köpekleri oldu. Bu doğru mudur? Yanlış mıdır? Yurtdışında da bu böyle mi? Avrupa'da sokak köpeği var mı, yok mu? Bu işin yasal düzenlemesi yapılır mı? Arkadaşlarımız ve biz bu konuda soruşturmalar geçirdik. Savcılığa suç duyurusunda bile bulunuldu. Bu iş zapturapt altına alınmalı. Sokak hayvanları sürüleriyle yaşamak zorunda değiliz" dedi diye,
denilmedik şey bırakılmadı Kocaoğlu hakkında. Suç duyurusunda bulunmaya varan nasıl bir baskıdır bu Allah aşkına!
Sokaktaki tehlikeyi gösterenlere hücum edip hayvan düşmanı ilan edenlerin,
havlayan köpekten kaçarken ölen, kolu bacağı parçalanan çocukların ardından da söyleyecekleri olmalı! Çocuklarına, eşlerine "oyuncak" diye alınıp, daha sonra sokağın acımasız ortamına salınan zavallı sevimli dostlar için de söyleyecekleri olmalı! Bu hayvancağızların bir lokma ekmek için sabahlara kadar birbiriyle boğuşmasından uykunun haram olduğu insanlar için de söyleyecekleri bulunmalı!
ELİ KOLU BAĞLI
Şu acı bir gerçek ki, "önce insan" bakışıyla bakmadığımız müddetçe çözümden uzaklaşıyoruz. AB'ye uyum kapsamında çıkarılan Hayvanları Koruma Yasası'nın bizim gerçeklerimizle uyuşmadığı apaçık ortada. Yasanın elini kolunu bağladığı belediyeler, bazı hayvanseverlerin de baskısı yüzünden hiçbir şey yapamaz durumda. Önce anlayışın, sonra mevcut düzenlemelerin ve uygulamaların değişmesi artık zaruri hal aldı. Tüm bu söylediklerimden hayvanların yaşam hakkına kastediliyor anlamı çıkarmaya çalışılmasın. Sokak hayvanı sorununa yapıcı yaklaşıp meselenin çözümü için sağduyuyla bakan hayvanseverleri tenzih ediyorum. Asıl onların katkısıyla bu konuda mesafe alınabileceğini düşünüyorum.
Nereden bakarsanız bakın, izah edilir yanı olmayan sokak hayvanı sorunuyla vedalaşalım artık. Gerçek hayvan dostu işte o zaman oluruz,
şimdiki gibi değil!..
