Bu yerel seçimlerde, "seçim korteji kimin daha kalabalıksa" oylar ona verilecekmiş gibi bir hava estiriliyor. Geçenlerde CHP İzmir Milletvekili
Mustafa Balbay'ın, Körfez'de seçim büroları açılışı için
Edremit, Burhaniye, Ayvalık ilçelerindeki toplantılara katıldığı sırada oluşturulan araç konvoyunun 502 adet araca ulaştığını yazmıştım. Seçim yaklaştıkça belediye başkan adaylarının projelerinin yarışa gireceğini bekliyorduk ama "bayrakların" ve "araba konvoylarının" yarışmaya başladığını vurgulamıştım. Ayvalık'ta bir kaç gündür durum aynen böyle. Geçen cumartesi, DSP adayı
Mesut Ergin'in Cunda seçim bürosu açılışı için oluşturulan konvoydaki araç sayısı 500'ü aşınca, pazar günü buna CHP adayı
Rahmi Gencer'in Cumhuriyet Meydanı'nda yapacağı konuşma için oluşturulan konvoyla cevap verildi. Konvoy yarışlarını bir yana bırakalım da, asıl "CHP'nin DSP'ye hayat vermesine" gelelim. Özellikle Ege Bölgesi'nde ve büyük kentlerde, yerel seçimler için CHP'den DSP'ye geçip aday olanların sayısı oldukça fazla.
ÜNLÜ İSİMLER
Özellikle CHP Genel Merkezi'nin uyguladığı "aday belirleme" sistemi, beklentisi yüksek olan bir çok adayın, CHP'den ayrılıp DSP'den aday olmasına neden oldu. CHP Genel Merkezi, "Ben bana bir oy fazla getirecek olan kişiyi aday gösteririm" tavrını belirleyip, daha önce diğer partilerde bulunan adaylara yönelince, "beklentisi yüksek" adaylar doğruca
DSP'nin kapısını çaldılar. Hem de oldukça önemli isimler. Örneğin Ayvalık'ta Küçükköy Belediye Başkanı
Mesut Ergin, CHP'den ayrılarak DSP adayı oldu. Seçim kampanyası o kadar etkili oldu ki, belediye başkanlığı için en güçlü adaylardan biri olarak gösteriliyor. Konak'ta çok başarılı çalışmalar yapan Konak Belediye Başkanı
Hakan Tartan da, CHP'den ayrılıp DSP'den aday oldu. Bir zamanlar adı CHP İstanbul Belediye Başkanlığı için de geçen, gazeteci yazar
Can Ataklı da DSP Beşiktaş ilçesi adayı oldu. DSP Genel Başkanı
Masum Türker, "Gazetelerde hep bu yönelişi 'CHP'den küskünler' diye tanıtıyorlar. CHP'den partimize gelen belediye başkanı sayısı sadece 6'dır" diyor. Tabİi bunu söylerken, CHP içinde önemli görevlerde bulunan ya da belediye meclisi üyeliği yapmış olanların DSP'ye geçişlerini saymıyor. Türker, "Zannederler ki biz CHP'nin alternatifiyiz. Biz bu ülkede herkesin baskısından, yolsuzluğundan, yarattığı yoksulluktan bıktık, AKP'nin yani iktidarın alternatifi olarak varız. Siyaset, iktidar olup halka vaat ettiklerini sunmak için yapılır. Muhalefet olacaksak siyaset yapmamıza gerek yok" diyor. Türker, partilerinin sağda da solda da seçilecek
ikinci parti olarak görüyor. "Partin seçime girmezse, hangi partiye oy verirsin" sorusunun cevabının DSP olduğunu söylüyor ve "gücümüzü halktan alıyoruz" diyor. Seçmenler nezdinde durum bambaşka. Ayvalık'ta CHP'li olanlar, DSP'ye geçenleri "bölücülük" yapmakla suçluyorlar. "Biz yıllarca Deniz Baykal'ı istemediğimiz halde CHP'ye oy verdik ama parti içinde mücadelemizi sürdürdük" diyorlar. CHP'den ayrılanların "gemiyi terk ettiklerini" söylüyorlar. Bu ayrılmalar yüzünden yıllarca iktidar olamadıklarını vurguluyorlar. Bazı CHP'liler de
Soner Yalçın'ın şu sözlerini paylaşıyorlar: "CHP, İstiklal Savaşı'nı başarmış Kuvayı Milliye'dir. CHP, Cumhuriyeti kurmuş partidir. CHP, Mustafa Kemal'dir. Eğer üç kuruş peşinde değilsen, nereye gidiyorsun ey CHP'li arkadaş? Gitme. Tarihsel birikime sahip çık. Kendin için değil aydınlık bir Türkiye için siyaset yap!"
HEYECAN DORUKTA
30 Mart yaklaştıkça özellikle Ayvalık'ta heyecan doruğa yükseldi. Balıkesir'in Büyükşehir statüsüne kavuşmasından sonra, belediye seçimlerinde de oy kullanacak olan
köyler, yeniden "cazibe merkezi" oldu. Seçim konvoylarındaki araç ve otobüs, minibüs sayısının artmasında köylerin de etkisi çok. Konvoylara, mitinglere artık
köylüler de taşınıyor. Belediye Başkanlığı seçimi için heyecan devam ediyor. Dört güçlü aday da "En güçlü benim" algısını yaratmak için elimden gelen her çabayı gösteriyor. CHP adayı
Rahmi Gencer, DSP adayı
Mesut Ergin, MHP adayı
Mehmet Sıray ve AK Parti adayı
Hakan Kayaalp ipi göğüslemeye çalışıyor.
