Tam İstanbul'a gitmek için yola çıkıyordum ki,
İzmir'deki bir dostumdan
"keyifsiz" bir haber aldım. Arkadaşım, haftada en az iki üç kez görüştüğümüz sevgili dostum, kalbiyle ilgili bir sorun yaşamıştı.
Allah'a şükür, kalbindeki sorun iki stent takılarak atlatılmış, kendisi hastaneden taburcu edilmişti ama olay beni iliklerime kadar da titretmişti. Şu sıralarda yerel seçim kampanyaları da olduğundan, aklıma genç yaşta kalp krizi nedeniyle yitirdiğimiz
İzmir'in eski Belediye Başkanı
Ahmet Piriştina geldi. Gençlik yıllarımın
"yakın dostu", sadece benim değil herkesin dostu, Ahmet Piriştina yıllar önce, belki de bize
"Kendinize iyi bakın" uyarısı yaptı ve yaşamını yitirdi. "
Mekanı cennet olsun" demeyeceğim, eminim ki şimdi cennettedir. Ama onun tedbirsizliğine kızıyorum. Kızıyorum çünkü kendisi
"bu kadar tedbirsiz olacak" biri değildi. Hepimize, ama en başta kendisini,
Mart 2004 yerel seçimlerinde, hem de
yüzde 45'lik oy oranıyla yeniden
"başkan seçen" İzmirlilere haksızlık ederek bizleri bırakıp gitti. Hem de
52 yaşında.
ANILARIMIZDA
Ahmet Piriştina, Türkiye'ye yaptığı hizmetlerle elbette anılarımızda sürekli yer tutacaktır. Bugün onları yazmak istemiyorum. Ben onun bu
"vakitsiz ölümü" nedeniyle, bir önemli noktaya dikkat çekmek istiyorum. O önemli nokta "herkesin
beklenmedik bir anda kalp krizi geçirebileceği" gerçeğidir. Doktoru bile
"Ani ölümü bizi de çok şaşırttı. Ölüm nedenini yaşadığı yoğun strese bağlıyorum
" dediği için bu nokta daha da önem kazanıyor. Sık sık yazıyorum, ben de bir kalp rahatsızlığı geçirip,
3 gün yoğun bakımda kaldım.
Allah razı olsun, doktorların söylediklerini tam olarak yerine getirerek
"turp gibi" oldum. Doktorların her dediğini yaptım ve tedbiri elden bırakmadım. Tedbir bu işte çok önemli.
35 YAŞA DİKKAT
Doktorlar,
35 yaşına gelmiş herkesin, kolestrol, tansiyon ve kan şekeri ölçümlerini yaptırmasını şart koşuyorlar. Hele ailesinde
55 yaşından önce
kalp rahatsızlığı geçiren,
by- pass olan herkesin,
35 yaşı beklemeden, ilkokul çağında bile kontrol yaptırmasını özellikle vurguluyorlar. Çünkü o kişilerde kalp sorunu daha erken yaşlarda ortaya çıkabiliyor ve ilk ihtarı da
"ani ölüm" oluyor. Aynen,
Ahmet Piriştina'da olduğu gibi. Böyle kişilerde kalp krizi görüldüğünde,
30 saniyede müdahale etmek gerekiyor. Daha sonra yardım gelse, kalp çalıştırılsa bile, beyinde ölüm gerçekleştiği için
"bitkisel hayata" geçiliyor. Doktorlar, kalp krizine karşı,
A kare BS frenini öneriyor. Bu fren bir ilaç kompleksini anlatıyor.
Aspirin: Kanı sulandırıyor.
Ace-inhibitörü: Damar koruyucu.
Beta bloker: Kalp koruyucu.
Statin: Kollestrol düşürücü Bu ilaçlar düzenli olarak alındı mı, insanlara, otomobil kullananların
"emniyet kemeri, hava yastığı" kullanması gibi etki yapıyor.
"Ani ölümleri" önlüyor, kalp krizine engel oluyor.
A kare BS freni de bu ilaç komplekslerinin baş harflerinden, yani Aspirinin
A'sı, Ace'nin
A'sı, Beta'nın
B'si ve Statin'in
S'sinin bir araya gelmesiyle,
AA (yani A kare)
BS oluşuyor.
GİZLİ KALP HASTALIĞI
Doktorlar, kolestrolu yüksek çıkan, sigara içen, hele ailesinde kalp hastası olanların, hemen tedbir almasını,
"emniyet kemeri" takmasını, yani
A kare BS Freni uygulamasını şart koşuyor. Ayrıca
40 yaşını geçmiş herkesin, kalp damarlarında kireç olup olmadığının testini de yaptırmasını istiyorlar. Nedeni de
"efor testinden" sağlıklı çıkanların, kalp damarlarında kireç varsa
"gizli kalp hastası" olduklarının, ancak bu testle anlaşıldığını söylüyorlar. Doktorlara göre, büyük kentlerde, günde ortalama
200- 300 kişi kalp krizi geçiriyor. Bu kişilerin
90- 120'sinin olay yerinde öldüğü, hasteneye yetiştirilenlerin
yüzde 90'ının kurtarıldığı vurgulanıyor. Eğer hastanın damarlarında
yüzde 30 oranında yağ varsa
yüzde 70 pıhtı damarı kapatıp, krize neden olabiliyor. Kan pıhtısı
"çok süratli" teşekkül edip damarı tıkayabiliyormuş. Sevgili okurlarım, ben doktorların tavsiyelerini yıllardır düzenli olarak uyguluyorum. Her sabah yürüyüş yapıyor, sigara migara içmiyorum. Halimden memnunum.
Lütfen siz de sağlığınızı düşünün.