Bu pazar canım hikaye anlatmak istemiyor... Ömrümde ilk defa ve elbet son. Kalbimde hikayeler mi tükendi, kahramanlarım mı çekti gitti? Yoo, hayır. Her gün yazarım istesem.
Ortalıkta bunca hikayeci varken, ben kenara çekileyim bu günlük. "Hikayeciyim sananlar, atıp duranlar, hayalin bile endazesini tutturamayanlar" diyelim onlara. Hayat da hikaye de ciddiyet ister oysa. Anlatandan da dinleyenden de ciddiyet beklenir, sözkonusu hikaye olanda. Dinleyenlere sözüm yok, meraklısı meraksızı, yakın duranı
kenar gezeniyle, onlar bigünah. Ama anlatanlar, bir seçim sahnesinde acemi meddahlığa kalkışıp da anlattım sananlar, demokrasiden dem vururken darbeye gel edenler, yaldızı dökülüp bakırı, takkesi düşüp keli görünenlerden, akılsızlardan, onursuzlardan, vicdansızlardan, dilinin kantarı kaymışlardan, hainlerden el aman... Gene güzelim halkta, o destanların, şiirlerin, hikayelerin, direncin ve demokrasinin bilirkişisi insanımızda var, ne varsa, eşsiz sezgisiyle hikayesini güzel anlatacağını biliyorum. Bu pazar bana izin ey sevgili okur.
Hikayenizi güzel yazın.