Akıl sır ermeyen muazzam bir sistemin parçası vücudumuz. Müthiş bir kurgu içinde programlandığı gibi bizden habersiz
tıkır tıkır çalışıyor. İşler yolunda gitmediğinde bize haber veriyor. Bazen bu ağrı oluyor, bazen de can sıkıcı başka bir şey. Kriz anında vücudumuz sanki bizimle konuşuyor,
"İmdat" diyor... Bu yazının gayesi işte o kriz anlarında bedenimizden gelen sinyallere kulak verirsek veyahut da kulak asmaz isek olabileceklere dair. Kıssadan hisse olsun diye başımdan geçeni anlatıyorum... Bir anda ne olduysa hayatımın olağan akışı değişiverdi. Sol kulağımda önce bir ağrı ve zonklama, ardından da çınlamayla karışık uğultu başladı. Apaçık ki bir sorun vardı... Problemin büyüklüğü işitme testinde ortaya çıktı, sol kulağım yüzde 80 duymuyor, tam sağırlığa doğru hızla gidiyordu. Birkaç gündür yaşadığım tuhaflığın sinyalleriymiş meğer o çınlamalar. "
Aldırış etmeyip Ekol KBB Hastanesi'ne gitmeseydim ve kendimi Doç. Dr. Çağlar Çallı'ya emanet etmeseydim" demeye dilim varmıyor.
'Nasıl olsa geçer' deyip kulağımın üzerine yatmanın bedelini, bir kulağını yitirip yarı sağır kalmış biri olarak ödeyecektim işte o zaman! Neyse ki vakit kaybedilmeden başlanan müdahaleler sayesinde duyma kaybım kısa sürede normal seviyelere kadar geriledi. Tedavim hala devam ediyor, eminim daha da iyi olacağım... Türkiye'nin ilk KBB hastanesini İzmirimize kazandıran
Opr. Dr. Sayın Mehmet Baz başta olmak üzere acil servisteki
Elmas Hemşire'den tüm çalışanlara ne kadar teşekkür etsem az. Dünyaya kapanan bir kulağımı açmak için tüm yolları deneyen, 1 hafta içinde tam 4 kez yattığım ameliyat masasında derin uykuya dalarken bile moral aşılayan KBB Uzmanı Doç. Dr. Çallı'ya ise tek kelimeyle sağlık borçluyum.
İŞ İŞTEN GEÇMESİN
Sağır olan sol kulağım Ekol KBB Hastanesi sayesinde tekrar işitmeye başladı, bir duyu organını kaybedip geri kazanmanın mutluluğunu anlatmaya sözcükler kifayetsiz kalır. Kararan dünyanıza güneşin tekrar doğup, sizi aydınlatması ve ısıtması gibi birşey. Şimdi dönelim tekrar başa,
"kulağa küpe olsun" minvalindeki uyarıları sıralamaya... Vücudumuzdan gelen sinyalleri duymazdan gelmek demek, sağlığı hiçe saymak demekmiş, bunu bir kez daha adam akıllı öğrendim. Siz siz olun, içinizden gelen sese mutlaka ama mutlaka kulak verin. O sesi duyun ki her şey için geçmiş olmasın, iş işten geçmesin... Sağlık hizmetleri de eskisi gibi çileli değil üstelik; neredeyse adım başı bir şifa kapısı var, iyileşmek isteyene seçenek çok. Devletiyle özeliyle pırıl pırıl bu kurumlara adım atıp, Türk hekimlerine güvenmek yeterli. Sağlıklı, mutlu yarınlar diliyorum...