Tekrar dünyaya gelsem yine gazeteci olmak isterim. Çünkü gözlemlerinizi paylaşma, yanlışları uyarma, güzellikleri de okurların nezdinde takdir etme şansı
başka hangi meslekte var? Mesela bugünlerde yolum hastanelere peş peşe düştü. Yaşadığım bir sağlık sorunu beni götürdü, aynı döneme denk gelen bazı eş dost ziyaretleri vesile oldu... Sağlık sistemimizi yakından görme, hastaların düşüncelerini öğrenme şansı buldum. Gazetecilik gereği şimdi geldi sıra tüm bunları bu köşeden aktarmaya...
DERT KAPISI DEĞİL
Önce benim gözlemlerinden başlayayım. Bir defa eskisi gibi şifa kapıları
dert kapısı değil, devletiyle özeliyle hepsi pırıl pırıl. Kamuda bazı çalışanlar klasik memur zihniyetinden kurtulamasa da önemli bölümü yaptığı işin gereklerinin farkında ve yardımcı olma çabasında, yani niyetler iyi... Tedavi gördüğüm
Ekol KBB Hastanesi'yle ilişkin övgüye fazlasıyla değer görüşlerimi daha önce buradan aktarmıştım. İşte böyle bir diğer sağlık kurumumuz da İzmir MedicalPark Hastanesi. By-pass ameliyatı olan bir tanıdığım için tekrar yolum düştü. Adımınızı atar atmaz kendinizi hastanede değil de beş yıldızlı bir otelde buluyorsunuz sanki. Daha girişte gördükleriniz hastane psikolojisinden sizi alıp, bambaşka hislere götürüyor; korkular ve endişeler yerini güvene, hoş bir huzura bırakıyor. Son teknoloji eseri tıbbi cihazları, her köşesi ayrı bir estetik taşıyan dekorasyonu ve tabii ki çalışan kalitesiyle bambaşka. Uzun yıllardır tanıdığım, Egeli Sabah yazarlarından
Başhekim Yardımcısı Dr. Zeki Hozer başta olmak üzere emeği geçen herkese buradan yürekten teşekkür ediyorum. Dr. Hozer'in geç saatlere kadar çalışıp
Medical Park'ı bir çiçek gibi güzel tutmak için verdiği çabayı görme fırsatı buldum. Allah hepsine güç kuvvet versin, versin ki onların ve böyle hastanelerimiz sayesinde insanımız sağlık bulsun. Peki hastalar ne diyor? Onlarla sohbetlerimden notlarda sıra... İnsanların gece yarısından kuyruğa girdiği, her köşesi pislik yuvası o SSK hastaneleri hafızalarda hala taze. "Neydi o günler" denilerek başlayan sözler, bugünün nimetten farksız olanaklarını sunanlara şükranla devam ediyor. SSK'lıların vebalı gibi ayrıldığı, iyileşmek isterken daha da hasta edildiği günler hatırlanmak bile istenmiyor. 18 yaş altındakilere ve acil giriş yapanlara ücretsiz tedavi olanağı sunulması da gönüllere yerleşmiş. Üniversite hastanelerinden özellere her yerden herkesin eşit koşullarda sağlık hizmetlerinden yararlanmasından duyulan memnuniyet her fırsatta ifade ediliyor.
"Katkı payları çok artmasa iyi olur" diyenler, "
Neyse buna da şükür" demeyi de ihmal etmiyor.
VATANDAŞ MEMNUN
Özellikle devlet hastanelerinin yenilenmesi de İzmirlileri ziyadesiyle sevindirmiş. 'Yeşilyurt Devlet Hastanesi' tabelası taşıdığı günlerde
"Allah düşürmesin" denilen şimdinin
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi efsane gibi, ne övgü ne övgü... Sonuç olarak sağlık hizmetlerinden halkımız çok memnun. Katkısı olan tüm yöneticilerimize, hastaneler kuran müteşebbislere, sağlık kurumlarımızı daha da iyileştirmek için var gücüyle çalışanlara ve şifa saçan sağlık ordusuna ne kadar teşekkür etsek az. Hani bir şey istediğimiz gibi gerçekleşmediğinde teselli mahiyetinde 'sağlık olsun' deriz ya; sağlık olmuş, hem de çok güzel olmuş...