Göztepe' de geçmişte yapılanları, yaşananlara değinmeyeceğim. Çünkü o hatalar zincirine girersek işin içinden çıkamayız. Asıl olan
Göztepe'nin şu an ve daha sonraki yıllardaki durumu ne olacak? Beni ve camiayı ilgilendiren tek gerçek de bu. Altınbaş döneminde neler yaşandı? Bunları temcit pilavı gibi dillendirmeye de hiç ama hiç gerek yok. 1997 yılında Dinç Bilgin'le başlayan şirketleşme, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) derken, Göztepe Spor Kulübü'nü 2007 yılında 1.3 trilyon (O zamanki rakam) yani 1 milyon 300 bin liraya muhammen bedel ile Altınbaş Holding satın aldı. Bu süreç içerisinde camida geç de olsa "Göztepe, Göztepelilerindir" sloganıyla bir bütünlük sağlandı. Kurumsal kimlik yapısında taşlar yerine oturdu. Zaman zaman "Göztepe satılıyor" gibi söylentiler hep çıktı. Bu acı ama gerçek, her dönemde yine karşımıza çıkacak. Şimdi de dün yapılan son pazarlıklar sonunda 7.5 milyon dolar ve kulübün ufak tefek borçlarıyla Göztepe'yi Genel Enerji Şirketi'nin CEO'su
Mehmet Sepil aldı. Kendisi İzmirli ve en önemlisi Göztepeli. Kulübün yanında bulunan apartmanda yıllarca oturdu. Eğitim için gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde başarılı bir tahsil yaptı. Petrol işine girerek milyarder oldu. Irak'ta
Mehmet Emin Karamehmet ile beraber ortak petrol işine girdi. Yıllardır hayalini kurduğu Göztepesiyle buluştu. Kendisini gıyabında tanırım. Gazeteciliğim ve Göztepeliliğim ağır basınca iyice araştırdım. Çok sağlam kişilerden bilgi aldım. Ve bana camianın ileri gelen duayen bir büyüğüm bu konuyla ilgili olarak tek kelimeyle şunu söyledi; "Çağataycığım. Hakkımızda çok hayırlı oldu. En azından yakından tanıdığımız Mehmet Sepil kardeşimiz Göztepelidir. Hakkımızda hayırlısı olsun" dedi. Benim de bundan sonra söyleyecek tek sözüm var her zamanki gibi.
"Yolun açık, şansın bol olsun Şanlı Göztepe..."