O, kısacık ömrünün yarısını hastanede geçirmesine yol açan hastalıkla, henüz 3,5 yaşındayken tanışmıştı. Melis'i tüm Türkiye, ilik arayışında olduğu günlerde tanıdı. Hastalık yalnız bir değil, ikinci kez de kapısını çalmıştı. Hem de ilkinden kurtulduktan 20 gün sonra. Anne Sevil Akbaş, ikinci çocuğuna hamileliğinin en kritik günlerini, hasta kızının başında, hastanede, kimi zaman aç, çoğu zaman uykusuz geçirdi. Sabahlara kadar dinmeyen sessiz çığlıklarının etkisi, doğumdan hemen sonra beyin kanaması olarak gösterdi kendisini. Biricik prensesini, yeni dünyaya gelen Arda'sını yalnız bırakmamak için direndi, hastaneden güçlenerek çıktı. Melis'e en geç 2 ay içinde ilik nakli yapılması gerektiği söylendi. Tüm Türkiye Melis'e ilik bulmak için seferber oldu. Buna rağmen ilik ancak 6 ayda, Amerika'dan gelebildi. İlik nakli başarıyla gerçekleşti, küçük kahraman bir yıl aradan sonra evine döndü. Evdeki ilk 6 ayını hiç dışarıya çıkmadan geçirdi. Okullar açılacak diye gün sayarken, yüksek ateş tüm sevenlerinin yüreğini ağzına getirdi. Neyse ki hastalık tekrarlamamış, damara rahat girebilmek için takılan kateter enfeksiyona yol açmıştı. Enfeksiyon tedavisi de tamamlanan Melis'in okula gitme hayalinin gerçekleşmesi de bir yıl sonraya ertelenmişti. Melis'e dışarıdan getirdiğimiz mikropların zarar vermemesi için maskeyle gerçekleştirdiğimiz söyleşi sırasında Sevil Keskin Akbaş, Melis'i, korkularını, umutlarını anlattı.
"KUŞ GİBİ UÇMAK İSTİYORUM"
Çalışmaya başladınız mı? - İmkanım olsa bir yıl dolmadan bırakmayacaktım ama olmadı. Ücretsiz izin alacak gücümüz yok. Temmuz ayından beri çalışıyorum. Temmuz ayının 15'inden, Ağustos ayının 15'ine kadar izinliydim. 15 gün hastanedeydik.
Neden?
- Melis'in damarı çok zor bulunduğu için, kateter takılmıştı. Ateşlendi, hastaneye götürdüm. "Saat 12'ye kadar bekleyeceğiz" dediler. Sonra karar değiştirip hemen yatışını yaptılar. Bu sefer çok kortum, çok ağladım. İnsanın aklına herşey geliyor. Tabii nakilden sonra kendimizi daha güvende hissediyoruz ama lösemi çok illet bir hastalık. Tekrarlayabiliyor. Cihaz bozuktu, hemogram çıkana kadar ben ben değildim. Hemogram çıktı, sıkıntı yoktu ama enfeksiyonla ilgili değer ortaya çıktı. Kateterdenmiş enfeksiyon. Hastaneye tekrar gitmek, Melis'i sıktı, çok korkuttu. Ben bile korktum. Hastalığının tekrarında, "Antibiyotik kullanacaksın" diye yalan söylemiştim. "Antibiyotikler bitince eve gideceğiz" demiştim. Ama bir yıl hastanede yattı, kemoterapi, ilik nakli... Bu defa da "Enfeksiyon, sadece antibiyotik kullanacaksın" deyince inanmadı. Birkaç kirpiği düşmüştü. Daha önceki tedavilerde saçlarının, kirpiklerinin nasıl döküldüğünü gördüğü için korktu. "Bu kirpikler niye düşüyor anne" dedi. Eve getirdiğimizde bile inanamadı. Yüzü gözü bembeyazdı. Evde toparladık. Taburcu haberini aldık, "Yaşasın çıkıyoruz. Yeni filmler keşfetmek, dışarı çıkmak, koşmak, kuş gibi uçmak istiyorum" dedi. Bu sözleri beni kalbimin tam ortasından yaralıyor. İçinde demek ki onları biriktiriyor. Melis'in bütün hayatı bu evde geçiyor. İlk 6 ay hiç dışarıya çıkmadık. Sadece hastaneye arabayla gidip, geri döndük. Melis için çok üzülüyorum. Hiç olmazsa bir tek gününü bütün dünya önünde serili olarak geçirsin istiyorum. İçimden o geçiyor. Çocuğum bu günü hak ediyor. Çok sıkıntılar çekti.
Siz nasılsınız?
- Unutkanlık oluştu bende stresten. Bazen algılamada bazen konuşmada sıkıntılar oluşuyor. Konuşurken kekeleme, unutma.
Az sıkıntı çekmediniz...
- Halen çekiyorum. İlik naklini beklemek beni çok yordu. Ağustosun 7'sinde yatmıştık, Melis kemoterapiye cevap verirse, 2 ay içinde nakil olması gerekiyordu. O kadar kıyamet kopmasına rağmen 6'ncı ayda nakil olabildi. Allah ona süre verdi, Melis o kadar dayanabildi. Ancak o sürenin nasıl geçtiğini bana sorun. Çok dua ettim. Allah onu bir daha o kederin içine geri götürmesin. Birçok çocuk hastalığın tekrarından sonra ışın alıyor. Beyinde bu hücrelerin kalma ihtimali yüksek. Kafamda tek soru işareti o kaldı. O ışını almadık biz. Gerek var mıydı acaba diye. Doktorlar siz bu işe karışmayın diyor, ama olmuyor anne olarak. Okuyorsun, araştırıyorsun, bir fikrin oluşuyor.
S
açları az uzamış. Kestiniz mi?
- Saçlarını kesemem. Kemoterapiden sonra kıvırcıklaştı. Onun için kısa görünüyor. Eskiden saçları dümdüzdü. Pamuk Prenses gibiydi Melis. Teni bembeyaz, saçları simsiyahtı. Melis'in kan grubu da değişti. Sıfır pozitifti, şimdi A pozitif.
Melis'in enfeksiyon kapmaması için neler yapıyorsunuz?
- Bakıcısı dahil, kimse Melis'in odasına girmiyor. Bakıcı yalnız benim yaptığım yemekleri veriyor.
"O, BİZE BİR EMANET"
Ne diledi?
- Birlikte yaşlanmayı diledik.
Neden biz diye soruyor musunuz?
- Hiç niye bana demedim. Demediğim tek şey, o. Bu olabilir ama biz doğru neyi yapabiliriz de bundan sıyrılabiliriz dedim. Melis küçük bir çocuk. Anne ve babası olarak sorumluluk bizde. O bir emanet. Birçok çocuk iyileşip çıktı da neden biz. Biraz okuyup araştırınca belki de bizim dikkatsizliğimiz veya yapılan yanlışlıklar bizi bu noktaya getirdi. O zaman içinizde sıkıntı oluşuyor. Tekrarından sonra, "Allahım bir şeyler yanlış oldu. Biz anne baba olarak yeterli olamadık. Artık sana emanet ediyorum. Vekili sensin. Ben başaramadım. Sen artık al Melis'in sorumluluğunu. Ben sana emanet ediyorum" dedim. Allah da aldı onu, verdi bütün nimetleri, açtı kapıları. Bütün bu kadar insanı yardımcı olarak gönderdi. Sevenleri oldu. Bunda benim etkim yok. Allah ulaştırdı bütün rahmetini.
Zor günlerin izlerini silmek için profesyonel yardım alıyor musunuz?
- Biraz daha sakinleşebilmek için birkaç ilaç önerileri oldu. Terapi olabilir ama kimse yapmadı. Benim daha çok konuşmaya, ifade etmeye ihtiyacım var. Gerçekleri sağlıklı şekilde kabullenmem lazım. Bu da terapiyle olur diye düşünüyorum.
Melis okumayı öğrendi mi?
- Okumayı sökemedi. Yavaş yavaş yazıyor. Okula başladığı sene hastaydı. Tekrar ettiğinde de ikinci senesiydi, okula yine gidemedi. Riske atmaya gerek yok. Bu yıl da evde eğitim görsün.
Risk yeni yılda önemli oranda sona erecek değil mi?
- Evet ama hala duaya ihtiyacımız var.
BABASI HEP DESTEK OLDU
Annesi
daracık hastane odasında kızına elinden kayıp gidecekmiş gibi sıkı sıkı sarılırken, Melis'in yardım çığlığını duyurma görevini Bahadır Akbaş üstlenmişti. Hayata tutunabilmek için gelecek iliği bekleyen kızı ile yaşadığı sıkıntılara daha fazla dayanamayıp beyin kanaması geçiren eşi arasında koşarken, hep çok sağlam gibi göründü.
Nakil yapılalı ne kadar oldu?
- 10 aya yaklaştı. Kontrollere gidiyoruz 3 haftada bir. Sıkıntı görünmüyor.
Özlediklerini yapabiliyor mu?
- Enfeksiyon olmaması için steril bir ortamda yaşatıyoruz Melis'i. Sokağa fazla çıkartmıyoruz. 5-10 dakika temiz hava alıyor. Ona iyi geliyor. Yakın temas kurmuyor kimseyle.