"Hırsız üzerimdeki ceketi çalsa, karakola gitmek yerine affederim" derdi rahmetli ağabeyim
İsmail Sivri. Biz gazetecilerin duayeni, öğretmeniydi o. Hepsinden de öte akıl ve yaşam hocamızdı, hayat yolunda mihmandarımızdı.
Manisa Kırkağaç ve
İzmirimizin yetiştirdiği bilge adamın yüzünden tebessüm eksilmezdi. Sinirlendiği de olurdu fakat, emanet duran o yüz hatlarındaki gerilim çabucak geçer, yine tatlı tatlı tebessüm ederdi. Mutluluğunu kin ve kibir tutmamasına borçluydu, bu yüzden üzülse de pek kızmazdı, kalpleri de kırmazdı. Üzerindeki ceketi çalan hırsızı hemen affedecek hoşgörüde ve gönül zenginliğindeydi. Karşısındakine,
"Yerinde olsam acaba ben ne yaparım" diye düşündürürdü. Ben de sorardım kendi kendime... Kötülük yapmış birini affedebilmek, hatta ona hiç kızmamak kolay mı? Bu nasıl bir gönül derinliği böyle? İşte böyle biraz düşününce anlar insan, büyüklük göstergesi olan affetmenin öyle kolay olmadığını. İçimizi kemiren, önümüze setler çeken egomuzu yendikten sonra ise hiç de zor değil aslında. Kısmet oldu, bir başka gönül insanı
Prof. Dr. Seyfullah Çevik'le tanışıp çalışma şansı yakaladım. Gediz Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Çevik, kin ve kibirin, hiç iz bırakmadan üzerinden akıp gittiği hocaların hocası. Gördüğü herkese selam veren, el sıkan, tebessüm eden, yan bakanı bile hüsn-ü kabul eden kıymetli hocamda da affetmenin sihirli gücü gizli. Hayatın manasını keşfetmiş, bir diğer değişle kendini aşıp özünü bulmuş, sonrasındaki her şey sadece teferruat olmuş onun için. Zamanda ve manada böylesine bir yolculuk etmemi vesile kılan ise
İkbal Kaya... "Affetmenin iyileştirici gücü" üzerine seminerler verip söyleşiler yapıyor.
GELECEĞE UMUTLA BAKIN
Gazetecilikte yıllarca yan yana, omuz omuza çalıştığım Adnan Kaya'nın sevgili eşi İkbal Kaya, affetmenin hem karşımızdakiler hem de kendimiz için sihirli bir güç olduğunu anlatmaya çalışıyor. Tutabilelim diye de hepimize bakın nasıl yaşam nasihatleri ediyor... Affetmiş olmakla, kendinize çok büyük bir değer verirsiniz. Geçmişin kırıntılarıyla yaşayan biri değil, geleceğe umutla bakan birisi olursunuz. Bu da, kendinize verebileceğiniz en büyük hediyedir. Affettiğinizde hayatınızda yepyeni bir sayfa açarsınız, yenilenirsiniz. Affetmekle size zarar verdiğini düşündüğünüz insanlara karşı küçülmeyerek, kendi gücünüzü farkında olursunuz. İşte böyle diyor İkbal Kaya ve
"Şimdi affetmeye var mısınız" diye de soruyor en sonunda. Ben de şu o meşhur şarkının sözleriyle tamamlayayım... Hiç bunları kendine dert etmeye değer mi? Şu kısacık ömürler yeter mi? Hoşgör sen, affet gitsin aldırma. Büyüklük sende kalsın sonunda.