İzmir takımları, hafta sonları maçlarını oynayacak stad için, adeta
köşe kapmaca oynuyorlar. Sadece takımlar değil, yöneticiler, taraftarlar ve biz basın mensupları da "
bir o yana, bir bu yana" savrulup duruyoruz. Hafta sonları ekran başına oturduğumda ise , kıskançlık duygularım depreşiyor. Ülkemin her yanında yeni stadlar açılırken, bir o kadarı da sırada. Depreme dayanıksızlığı ile kapatılan Alsancak Stadı'ndan sonra, şimdi sıra Atatürk Stadı'nın bakımına geldi. '
'Yap- boz '' olmuyor bu işler. Kalıcı çözümler lazım. Bu görüntü heyecanlarımızı da törpüledi, hevesimizi de. Seyirci gelmiyor, sözüm ona kendi sahasında oynayan takımlar "
evdeki yabancı" gibi bir senaryoyu sahneliyorlar. Kapalı gişe oynanan, büyük bir coşku ve heyecanlara sahne olan oyunlar arşivlerde kaldı. Göz göre göre kaçış başladı.
Sabah Egeli 'de konu "
İzmir'in kaderi " olarak manşet oldu. Doğru söze ne denir. Ne yapalım, bize de '
'kaderimse çekerim" demek düşüyor. Bu söz, artık bir kamyon yazısı olmaktan öte, İzmir'li futbolseverlerin alın yazısıdır.
Kader utansın!..