İşletme eğitiminde, üretim faktörleri '5M' formülünde toplanır. 'M' harfiyle başlayan İngilizce 5 kelime arasında
material (hammadde) başı çeker. İkinci sırada
manpower (işgücü) gelir, paradan da
(money) önce... Sanayi için hammaddeden sonra olmazsa olmaz insan kaynağıdır. Kural bu,
ya bizdeki gerçek?.. İşsiz mühendisler sonunda dernek kurmuş. Önümdeki CV'lerden durumun vahametini görebiliyorum, sayı arttıkça artıyor. Elime yeni bir özgeçmiş geldikçe, çaresizliğine ortak olduklarıma yenileri eklendikçe yüreğim acıyor. Lisans eğitimiyle yetinmeyip, yüksek lisans, hatta doktora yapanlar...
İngilizce'yle kalmayıp bir yabancı dil daha öğrenenler, daha neler neler... Umutla yardım istiyorlar istemesine de hepsine iş bulmak ne mümkün?.. Yılların emeği, geleceğe bağlanan ümitler kocaman bir hayal kırıklığına dönüşüyor,
insan kahroluyor.
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ
Ama hepsi bu kadar değil. Madalyonun bir de diğer tarafı var, asıl sorun da tam orada. 600 fabrikanın bacasının tüttüğü, ülke ekonomisinin can damarlarından
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ne ne zaman gitsem konu dönüp dolaşıp ayrı yere geliyor.
Okumuş çocukların derdi işsizlik, sanayicinin ise işçisizlik! Mühendis iş, sanayici de nitelikli eleman bulamıyor. Madalyonun diğer yüzü işte bu... İş için gelenler ya çok iyi yetişmiş ya da vasıfsız, ortası maalesef pek yok. Oysa en çok ihtiyaç duyulanlar onlar, yani nitelikli teknik ara elemanlar. Herkesin komutan olmak istediği, askersiz bir orduyla karşı karşıyayız.
Asıl dramatik örnek ise inşaat sektöründe! İzmir'de yükselen gökdelenlerle inşaat sektörü aldı başını gidiyor. Binalar hızla yükselirken, yüklenici firmalar eleman azlığından kıvranıyor. Kalıpçı ve demirciler bulunmaz
Hint kumaşından farksız hale gelmiş. Mühendisten ve mimardan fazla parayla çalıştırılıyor,
"aman gitmesin" diye de gözlerinin içine bakılıyormuş. Onlar da bunun farkındaymış, bir naz bir naz sormayın. Bu son örnek her şeyi herhalde anlatıyor.
Mühendise, mimara pek iş yok! Kalıpçıya, demirciye ise çok, üstelik daha fazla paraya...