Ülkemizin diplomaside yetiştirdiği önemli bir isimle, önemli bir konuyu konuşma şansı buldum. Geçmişte İsviçre'de ve Meksika'da büyükelçiğimizi yapan, şu an Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Başkanı olan Alev Kılıç'tan, bir soykırım yalanıdır tutturan Ermeniler'in 1915'ten 2015'e uzanan kirli tezgahını uzun uzun dinledim. Özellikle ABD'de konuşlanan Ermeni lobileri, Türkiye'yi köşeye sıkıştırma planında önümüzdeki yılı tarihi bir fırsat olarak görüyor ve yalan rüzgarlarını 100'üncü yıldönümünde küresel çapta estirmeye hazırlanıyor.
Alev Kılıç ise tüm dünyanın nasıl kandırıldığını tarihi belgelerle gösteriyor ve soykırım yalancılarının mumunu söndürüyor. Dışişleri Bakanlığımız, Kılıç gibi diplomatlarımız ve tarihçilerimiz gereken cevabı fazlasıyla veriyor vermesine de yetmez! Hepimizin 100 yıl önce olanları ve tarihi gerçeklerin nasıl çarpıtılmaya çalışıldığını çok iyi bilmesi, önümüzdeki sene özellikle sosyal ağlarda yürütülecek karalama kampanyalarında yalancıların maskesini düşürmesi gerekiyor. Emekli Büyükelçi, AVİM Başkanı Alev Kılıç'ın anlattığı tarihi gerçekleri ve Ermeni yalanlarını işte bu yüzden özellikle paylaşmak istedim...
Sadık millet olarak Ermeniler, Osmanlı'nın son döneminde önce Balkanlar'da, ardından da nüfus olarak yoğun oldukları Doğu Anadolu'da isyan üstüne isyan çıkardı. 1914-1921 arasında 514 bin Türk, Ermeni çeteler tarafından katledildi. Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar ile işbirliği yaptı, en zorlu cephe olan Doğu cephesinde ordumuzun gücünü zayıflatmak için askerimize peş peşe saldırdı, isyan çıkarıp Doğu Anadolu'daki Türk köylerini bastı. Doğu'da hem Ruslar'la hem de Ermeniler'le savaşmak zorunda kalınınca bugünkü Kuzey Suriye'ye zorunlu olarak sevk edildiler. Yurtdışına çıkarılmadılar, Osmanlı sınırlarında başka bir yere nakledildiler. Benzer bir tehcire 2'nci Dünya Savaşı'nda ABD imza attı, hiç isyan çıkarmamalarına rağmen binlerce Japon kökenli vatandaşını, Japonya'yla savaştıkları Pasifik kıyılarından toplama kamplarına zorla göç ettirdi. Ermeniler, 1915'teki göçte ölü sayılarını önce 300 bin, sonra 2 milyon, en son da 1.5 milyon olarak iddia etti. Söylediklerinin hiçbir tutarlılığı ve tarihi dayanağı yok, tamamen aldatmaca üzerine kurulu.
Dönemin nüfus kayıtlarında Osmanlı sınırları içinde nüfusları toplam 1.7 milyondu. İddiaları gerçek olsaydı Anadolu'da neredeyse hiç Ermeni kalmamalıydı. Sadece Ruslar'la savaştığımız Doğu Anadolu'daki Ermeniler zorunlu göç ettirildi, diğer yerlerde yaşayanlar yerlerinde kaldı. 817 bin Ermeni de Cumhuriyet kurulurken kendi istekleriyle başka ülkelere göç etti, hesap ortada. Osmanlı yönetimi, tehcir sırasında, savaş koşullarının da etkisiyle Ermeniler'in bir bölümünün ölümüyle sonuçlanan olaylara ilişkin bin 673 kişiyi yargıladı. Bu davalarda 524 kişi tutuklandı, 67 kişi de idam edildi!
Soykırım olsa neden böyle bir yargılama yapılsın? Ermeniler, 'Bize hep ayrımcılık yaptılar, bizi ezdiler' diyor. Osmanlı'da Ermeni 29 paşa, 22 bakan (nazır), 33 milletvekili, 7 büyükelçi, 11 de konsolos görev aldı. Ermeni çetelerin Türkler'i katlettiği 1912 ve 1913 yıllarında, tam da Balkan Savaşı sırasında Dışişleri Bakanlığı (Hariciye Nazırlığı) koltuğunda Gabriel Noradunkyan adlı bir Ermeni vardı.
