Özel
İzmir Gazi Hastanesi'nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Alkan Arpaçay, kalpten (sol ventrikülden) pompalanan kanın vücudumuza aort adı verilen atardamar tarafından dağıtıldığını söyledi. Aortun vücudumuzun en kalın atardamarı olduğunu sözlerine ekleyen Opr. Dr. Arpaçay, "Sol ventrikülden çıktığında 3 cm. olan çapı, aşağı indikçe 1.75 cm'ye kadar azalır. Organlarımıza giden bütün atardamarın hepsi aorttan çıkar. Aort, kalpten (sol ventrikülden) ayrıldıktan sonra aşağı doğru yönelir, göğüs boşluğunu geçer, diafragmadan karına girer, burada da çeşitli organlara dallar verdikten sonra karın alt kısmında ikiye ayrılır ve bacak atardamarlarıyla devam eder" dedi. Abdominal aort anevrizmasının (AAA) aortun karın bölgesindeki kısmının bir bölümünün genişlemesi, deyim yerindeyse balonlaşması anlamına geldiğini kaydeden Opr. Dr. Arpaçay, "Anevrizma denilebilmesi için genişlemenin olduğu yerde çapın, aortun normal çapının yüzde 50'sinden fazla olması gerekir. Aort anevrizmaları göğüs bölgesinde de olabilir fakat karın bölgesinin anevrizmaları çok daha fazla görülür. Karın bölgesinin anevrizmaları, tüm aort anevrizmalarının yüzde 75 'ini oluşturur, erkeklerde daha sıktır ve yaş arttıkça görülme sıklığı artar. 65 yaş üstü erkeklerin yüzde 12 ile 13'ünde, kadınların ise yüzde 6'sında gözlemlenmektedir" diye konuştu. Anevrizmaların genişlemeye devam edip yırtılabilmelerinin tehlike teşkil ettiğini kaydeden Opr. Dr. Alkan Arpaçay, "Yırtılma durumunda aort içindeki kan süratle karın boşluğuna dolar ve yırtığın büyüklüğüne göre kısa bir zaman içinde ölüm meydana gelir. Yırtılan anevrizmalarda ölüm oranı yüzde 70 ile 90 arasındadır. ABD'de her yıl AAA yırtılmalarında 15.000 kişi kaybedilmektedir. Bundan dolayı aort anevrizmalarının tanısı, yırtılmadan tedavisinin yapılabilmesi yönünden yaşamsal öneme sahiptir" dedi.