15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ ile dört bir koldan amansız bir mücadeleye giren devletimiz, milli bir duruş sergiledi. Ülkemize yedi düvelin dört bir koldan saldırdığını artık sokaktaki çocuk bile anladı. Bizlerin hangi siyasal görüşe sahip olursak olalım milli olmamız ve devletimizin yanında durmamız şart. Kendi çıkarımız değil, ülkemizin menfaatleri artık hepimiz için her şeyin önünde olmalı. FETÖ/PDY'nin en büyük hedefi içeride kaos yaratmak. Bu kaos sürecinde toplumsal karışıklıklar ve fitneler çıkarmaya devam edecekler. Ama burada en önemli nokta ekonomik kaos çıkarmaları. Sosyal medya üzerinden yaptıkları algı operasyonları ile yeni tarihler verip milletimizin aklını karıştırmaya çalışıyorlar. Bizler bunlara itibar etmeden işimize bakmalıyız. Bir taraftan bu yapı ile devletimiz mücadele ederken biz de ekonomik mücadele vermeliyiz. Daha çok üretmeli, daha çok ticaret yapmalı, daha çok ihracat yapmalıyız. Birbirimize felaket tellallığı yapmadan moral desteği vermeliyiz. Güçlü devlet güçlü bir ordu ile güçlü bir ordu da güçlü bir ekonomi ile inşa olur. Ekonomiyi güçlendirmek bize düşen bir görevdir. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen makroekonomik göstergelerimiz gayet sağlam ve sağlıklı. Günlük yaşantımızda piyasalarda nakit kıtlığı çekiyoruz; bu doğru, vadeli alışverişler artık daha da riskli bir hal aldı; bu da doğru, toplumda yaşanılan bunca sıkıntının yarattığı bir tedirginlik var; bu da doğru. Ama şunu da göz ardı etmemek lazım. Bizler bir Anayasa fırlatması üzerine gecelik yüzde bin faizler ödemiş insanlarız. Devalüasyondan dolayı akşam yatarken borcu 100 milyar olup, sabah uyandığında borcu 170 milyar olan insanlarız. Bizler o kabus gibi günleri gördük, yaşadık.
UMUTSUZLUĞA KAPILMAMALIYIZ
Uluslararası derecelendirme kuruluşları ülkemizin kredi notunu düşürüyor. Bu ülkemizdeki siyasal ve ekonomik istikrar üzerine oynanan küresel bir oyunun senaryosunda sadece bir parça. Ekonomik açıdan baktığımızda yaşadığımız gelişmeler göz önüne alındığında ekonomimizin fena olmadığını söyleyebiliriz. Düşünün ki cuma akşamı parlamento binası bombalanmış bir ülkede pazartesi sabahı herkes dükkanını açtı, ticaretini yaptı. Döviz- Borsa-Faiz üçgeni kimsenin canını yakacak noktaya gelmedi. Bu bizim için yeterli mi kesinlikle değil. Ülkemizin içerisinde bulunduğu kaotik ortamların sebebinin bizim siyasal istikrarsızlıklarımız değil uluslararası konjektürün bize getirdiği zorluklar olduğunu düşünüyorum. Böyle bir coğrafyada ticaret yapıyoruz. Ülkemizin gerçekleri bunlar. Bize düşen umutsuzluğa kapılmadan tanıdığımız her yabancıya ülkemizdeki bu durumu anlatmaktır. Bize düşen işlerimizde ve işyerlerimizde verimliliği öne çıkarmaktır. Bize düşen gerçekleri görüp tedbir alıp moralimizi bozmadan işlerimize daha çok sarılmak ve her ne olursa olsun mutlaka dış pazarlara açılmaktır. Bu vesile ile doğru, tarafsız ve dürüst habercilik politikasından taviz vermeyen, sesimizi etkin bir şekilde duyurmamıza aracılık eden, bölgemizin gururu Yeni Asır Gazetesi'nin 122. kuruluş yıldönümünü kutluyorum.