Konak Meydanı'ndaki İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının temeline çakılan ve binayı taşıması gereken kazıkların kırık olduğu ortaya çıktı. Uzun yıllar Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Yer Fiziği Anabilim Dalı Başkanlığı ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Zafer Akçığ, depreme dayanıksız olduğu 2006 yılında belirlenen binanın kazıklarının da korozyona bağlı olarak bozulduğunu ifade etti. Egeli Sabah'ın ulaştığı rapora göre de kazıklar kırık... İzmir'de 2006 yılında meydana gelen ve büyük paniğe neden olan depremlerin ardından Büyükşehir Belediyesi, 2 bine yakın personelin görev yaptığı Belediye Sarayı'nın depreme dayanıklı olup olmadığını belirlemek amacıyla çalışma başlattı. Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfı'nca binanın kolon ve kirişlerinden karot, çekiç örnekleri alındı. Binanın oturduğu zeminin ve çevresinin zemin sondaj ve etütleri yapıldı. Kolon ve kirişlerin özel cihazlarla röntgenleri çekildi. Araştırma sonucu binanın deprem yönetmeliğine uygun olmadığı, temellerinde güçlendirme yapılması gerektiği ortaya çıktı. Rapor, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na teslim edildi.
10 YILDIR ÇÖZÜM YOK
Büyükşehir Belediyesi, vakfın hazırladığı rapor doğrultusunda Belediye Sarayı için 13 Nisan 2007'de Buca Gediz'deki ESHOT Genel Müdürlük binası içinde 6 Nisan 2007'de güçlendirme projesi ihalesi gerçekleştirildi. Ancak hazırlanan projeleri 10 yıldır bir türlü hayata geçirilemedi. Egeli Sabah, Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfı İktisadi İşletmeleri tarafından 2006 yılında hazırlanan raporun ayrıntılarına ulaştı. Buna göre 2 bine yakın personelin görev yaptığı belediye sarayını taşıyan kazıkların kırık olduğu raporda ifade ediliyor. 10 yıldır bu konuda adım atmayan Büyükşehir Belediyesi'nin yaklaşık 2 bin personelinin can güvenliğini riske atmayı sürdürüyor. 2006 yılında hazırlanan raporla depreme dayanıksız olduğu ortaya çıkan binanın bir an önce boşaltılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Zafer Akçığ, "Binanın altındaki korozyonu engelleme şansları yok. Çünkü deniz suyu ile iç içesin. Deniz suyu temelleri resmen yiyor. Böyle bir ortamda kazıklar çatlar da kırılır da. Veya temeller oynar. Bu binayı güçlendirelim desen harcayacağın paraya değmez. Bu birçok bina için geçerli" diye konuştu. Prof. Dr. Akçığ, bir binayı düzenlemek için temele, kazıklara kadar inmek gerektiğini belirterek, "Tabiri caizze binayı sil baştan, boydan boya soyacaksınız. Onun maliyeti zaten yüzde 50'yi geçer. Yerine yenisini yap daha iyi" dedi. "Eğer binayı hemen yıkamıyorsan mutlaka kontrol altına almalısın" diyen Akçığ sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de henüz yapılmıyor ama Azerbeycan'da 15 katı geçen her bina ivme ölçer adını verdiğimiz aletlerle denetim altına alınıyor. İzmir'de DEPARK'ta bir grup bilim adamı arkadaşla henüz prototip aşamasında alet geliştirdik. Bunu bir fotoğraf makinası boyutuna kadar indirmeyi başardık. Bu alet sayesinde zemindeki kırıkları da görebilmek mümkün. Geçmişte meydana gelen depremlere baktığımızda en çok yıkılan binaların kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalar olduğunu görüyoruz. Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum ama hepsi de eskiden sokakta harç karılarak yapılmış binalar. Büyükşehir Belediye binası da öyle. Eğer yıkıp yerine hemen yenisini yapamıyorsan hiç olmazsa bu sistemler sayesinde binanın güncel halini takip etmek gerekiyor. O zaman binanın durumunu 7/24 izleyebilir, kolonda kırık mı yoksa kazıkta çatlak mı var görebilirsin."
