Dünyanın en büyük deneyi olarak kabul edilen, 35 ülkeden 150 üniversite ve laboratuvarın desteklediği ve bin 800 bilim insanının çalıştığı CERN projesine Türkiye'den başarılı 8 ilköğretim öğrencisi davet edildi. Yaptıkları yazışmalar ve sordukları sorularla dikkatleri üzerlerine çeken Bilfen İlköğretim Okulu öğrencileri, bilim insanlarının gözetiminde ilk defa yerin yüz metre altında bulunan 27 kilometrelik bir çember teşkil eden deneyin merkezine indi. Büyük çarpışmanın gerçekleştiği yere inen ilk Türk öğrenciler olan Bilfen'li öğrenciler, gördükleri karşısında hayrete düştü. Projede çalışan Türk fizikçi Dr. Bilge Demirköz, öğrencilerle tanıştıktan sonra "Türkiye'nin yüzü aydınlık. Bu gençleri görünce gelecek günlerin aydınlık olacağını düşünmemek ahmaklık olur" diye konuştu.
'CERN TEKNOLOJİYİ GELİŞTİRDİ'
Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Demirköz, CERN'in bilim dünyasının en büyük fizik laboratuvarı olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: ''Öğrencilerimiz bugün mıknatısları incelediler ve süper iletkenlik teknolojilerini anladılar. CERN süper iletkenlik teknolojisini gerçekten çok geliştirdi. Şu anda mesala MR cihazları dünyada yaygınlaştıysa buna CERN'in katkısı büyüktür. Çünkü teknoloji artıyor, teknoloji artınca parçalar ucuzluyor ve artık endüstrinin kullanımına açılıyor. Zaten CERN'in amacı da buydu. Yani Avrupa, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'na 8 milyar İsviçre Frangı yatırırken kafasında sadece 'Biz karanlık maddeyi bulalım' düşüncesini değil, teknolojilerin ucuzlamasına bir faydamız olsun' düşüncesine sahipti" dedi.