Bilgi, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren insanlığın yolunu aydınlatmış gerçekler bütünüdür. İlk insandan itibaren insanlar bir şeyler öğrenme ve bilgi edinme gayreti ile çabalamış ve öğrenmiştir. İnsan öğrendiklerini harmanlayarak gelişmeler yol açmıştır. Bu gelişmeler geçmiş çağlarda insanın hayatını sürdürebilmesi için kullanılmakla birlikte, ilerleyen dönemler insanın yeni keşifler yapmasını sağlamıştır. Dünyanın düz olmadığının anlaşılması, suyun kaldırma kuvvetinin bulunması, yer çekiminin bulunması insanın hep bilgi açlığından meydana gelmiş buluşlardır. İnsan belirli bir döneme kadar yalnızca hayatını sürdürebilmek adına kullandığı bilgiyi, belirli bir dönem sonrasında hayatını hızlandırabilmek adına kullanmıştır. Bu dönem sanayide buluşların hızlanması ile başlamıştır. Bu dönemle birlikte insan hayatını kolaylaştıracak icatlar yapmış ve bu icatlar bugünün icatlarının temellerini atmıştır. 21. yüzyıla girilmesiyle birlikte görülmeye başlayan teknolojik gelişmeler dünyanın hiçbir döneminde görülmemiştir. İnternet kullanımının dünya üzerinde yaygınlaşması, teknolojinin mobil cihazlara indirgenmesi, yeni nesil giyilebilir teknolojilerin varlığının yavaş yavaş kabul edilmesiyle birlikte bilgi de yeniden şekillenmeye ve elektronik bilgi olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
İnsanlar, eskiden ansiklopediler yardımıyla ulaştığı bilgilere artık elektronik ortamda çok daha fazla açıklama ile ulaşabilmektedir. Bu kolay ulaşım ve bilgi fazlalığı sebebiyle iş yapış şekilleri de değişmeye başlamıştır. Çok değil daha 20 sene önce insan gücü ile ilgili işler revaçta iken yeni dönemle birlikte insanın bilgi gücü ile yönlendirdiği işler revaçtadır. Bu durum yeni iş kollarının türemesine ve bu iş kollarında büyük açıklar çıkmasına yol açmıştır. Bu da elektronik bilgi edinmenin önemini artırmıştır. Kişiler yeni ve kendilerini geliştirdikleri iş kolları ile ilgili yaptıkları araştırmalarda genellikle elektronik bilgilerden faydalanmaktadır.
Elektronik bilgiler bizim için oldukça önemli bilgiler olmakla birlikte, yaptığımız araştırma ne olursa olsun ulaşacağımız bilgilerin kısıtlı olma ihtimali de vardır. Bu ihtimalin doğuşu da kullandığımız dil ile ilgilidir. Türkçe dünyanın en çok konuşulan 5. dili olmasına rağmen internet üzerinde yapacağınız araştırmalarda bulacağınız sonuçlar isteklerinizi karşılamıyor olabilir. Bu durum 1,3 milyar kişinin konuştuğu dil olan Çince için de geçerli olabilir. Belirttiğimiz gibi teknolojik gelişmeler sonrası mesafelerin kısalması yeni bir değişikliği de hayatımıza sokmuştur, İngilizce. İngilizce dünyada en çok konuşulan 2. dil olmasına rağmen dünyanın resmi dili olarak görülebilir. Dünya üzerinde gideceğiniz herhangi bir yerde mutlaka İngilizce bilen 1 ya da 2 kişi ile karşılaşabilirsiniz. İngilizce, bilindiği gibi turizm sektöründe önemli bir dildir. Ancak ülkemizde yaygın ve yanlış olan inanış İngilizcenin yalnızca turistler ile yapılacak görüşmelerde kullanılabileceği düşüncesidir. Oysa bu durum sanılandan çok daha farklıdır.
Teknolojik gelişim ve değişimler yeni iş kolları yaratmakla birlikte firmalara için yeni sektörler ve iş kanalları da yaratmaktadır. Bu durumda firmalar, dünyanın resmi dili diyebileceğimiz İngilizceye de ayrıca ihtiyaç duymaktadır. Günümüz iş dünyası hazırlanan küçük bir İngilizce katalog ile dünyada birçok kapı açmış şirketlerle doludur. Özellikle dünyanın öteki ucuyla birkaç saniye içerisinde bağlantı kurduğunuzu düşündüğünüzde şirketler için internet ve İngilizcenin önemi daha da açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Ülkemiz, İngilizce öğrenim konusunda dünya üzerinde son sıralarda yer almasına rağmen son yıllarda gerçekleştirilen atılımlar ve ortalama her yıl 150.000 kişinin İngilizce öğrenme çabası ile birlikte bu sıralamada ilerleme göstermektedir. Özellikle iş yerlerinde, yabancı dil bilen eleman aranmasında çoğalan hassasiyet iş hayatı profesyonelleri ve profesyonellik adayları için de İngilizce konusundaki düşüncelerini değiştirmiştir.
ingilizceisgorusmesi.com internet sitesinin kurucusu Savaş Ateş, iş hayatında İngilizce ve iş hayatına atılım konularında şu değerlendirmelerde bulundu. "İnternetin gelişimi ile birlikte firmalar için pazar genişlemiş ve pazarın genişlemesi ile birlikte iletişim sorunları baş göstermiştir. Bu sorunların giderilebilmesi için de şirketler, hem İngilizce bilen eleman arayışlarına girmiş, hem de kendi içlerinde çalışan personelleri dilin öğrenilmesi konularında teşvik etmeye başlamıştır. Bu gelişim ayrıca, uluslararası çalışan profesyonellerin de çoğalmasını sağlamıştır. Bu sebeple profesyonel çalışma hayatında İngilizcenin önemi artmıştır".
Ülkemizde iş görüşmelerinin yavaş yavaş profesyonelleşmeye başladığını belirten Ateş değerlendirmelerini şöyle sürdürdü. "Özellikle orta ve büyük ölçekli şirketler çalışanlarının doğru gelişimleri ve bu gelişimlerin takibi için özel İnsan Kaynakları birimleri kurdular. Bu sayede çalışanlar daha düzenli takip edilebilecektir. Bu durum şirket içi çalışanları etkilediği gibi, şirkette çalışmaya adayların bulunma şeklini de etkilemeye başlamıştır. Bu işin eğitimini almış kişiler tarafından gerçekleştirilen iş görüşmeleri doğru tanımlanmış iş için, doğru özelliklerdeki en doğru elemanı bulmak konusunda hızlı davranılmasını sağlamaktadır."
Ülkemizin internet ve teknoloji gelişimlerine hızlı ayak uydurduğunu belirten Ateş, ülkemizde gerçekleştirilen iş görüşmelerinin henüz sadece %1'lik bir bölümünün İngilizce gerçekleştirildiğini, bunun da ülkenin ihracat pazarının büyüme konusunda biraz daha gayretli olması gerektiğini gösterdiğinin altını çizdi.