Türkiye'de iki üniversitenin sosyal medya kuşaklarına yönelik hazırladıkları 'Farklılıkları Kabul Ölçeği' (FKÖ) araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu. Teknolojiyle iç içe büyümelerine, sosyal medyada çok daha aktif olmalarına rağmen 2000'li yıllardan sonra doğanların farklılıklara karşı çok daha önyargılı olduğu ortaya çıktı. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ile Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal'ın yaptığı araştırmaya 516 kişi katıldı. Araştırmanın sonuçlarına göre farklı din ve etnik gruplar ile farklı dış görünüş ve yaşam tarzları olanları kabul etmekte en çok zorlanan kuşak "internet çocukları" olarak da bilinen Z jenerasyonu oldu. Çalışmaya ilişkin bilgi veren Ünal, "Farklılıkları kabul ölçeği, kişinin farklı dini,etnik aidiyet sahibi, farklı dış görünüş ve düşüncelerde ve yaşam değerlerine sahip kişileri iş, aile ortamı gibi ortamlarda kabulünü ve bu gruplara ilişkin önyargılarını içeriyor. Kuşakların farklılıkları kabul seviyeleri incelendiğinde, farklı dini/etnik yapıları kabul toleransı en düşük kuşak Z bulundu" dedi.
70 YIL ÖNCESİNE YAKINLAR
Z kuşağı farklılıkları kabul anlamında 1946-1964 yılları arasında doğan, iş hayatında değişime oldukça kapalı ve yeniliğe soğuk bakan geleneksel bakış açısına sahip "baby boomer" olarak bilinen kuşağa yakın görüşteler. Ünal, farklılıkları kabul ölçeğinin tamamında, Z kuşağının X ve Y'ye göre anlamlı derecede farklılıkları kabul seviyesi düşük bulunurken baby boomer kuşağı ile daha yakın görüşte olduklarının ortaya çıktığını söyledi. Hatta bazı bazı düzeylerde bu kuşaktan bile daha tutucu olduklarını belirtti. Ünal "Z kuşağının farklı dini ve etnik gruplara tahammülünün zayıf olduğu sonucuna varıldı" dedi.
EN HOŞGÖRÜLÜ Y KUŞAĞI
Birçok farklılığa karşı en hoşgörülü olan kuşak ise 1980-2000 yılları arasında doğan, internetle çocukluğunun son dönemlerinde tanışıp kısa sürede adapte olan Y nesli oldu. Farklı dış görünüşleri kabul boyutunda Y kuşağının kabul düzeyinin yüksek bulunduğunu anlatan Ünal "Araştırmada alt ölçek maddeleri incelendiğinde 'Piercing takan birini kültürel olarak kaybolmuş kabul ederim', 'Vücudunun çeşitli yerlerine hızma takmış birine acırım' ve 'İşveren olsam vücudunun her tarafında dövmeler olan birini tercih etmem' maddelerini yer alıyor. Y kuşağının özellikle diğer kuşakların toleranssızlığına karşın farklı dış görüntüdeki kişilere daha sahiplenici tavır geliştiriyor" dedi.