Çevrenin Genç Sözcüleri Çamlıca ekibi, ışık kirliliği konusunda yazdıkları makale, okul çapında düzenledikleri fotoğraf yarışması, sokak röportajları ve bu alanda uzman bilim insanları ile yaptıkları röportajlar sayesinde insanlara gereksiz ve bilinçsiz ışık kullanımının yarattığı zararları anlatmaya çalıştılar. Ekip, ışık kirliliği hakkında bilgiler edinip okul içinde ve dışında bu bilgileri çevreleri, sosyal medya platformları, YouTube adresleri aracılığıyla paylaştılar ve ardından makalelerini oluşturdular.
Makalede öğrenciler ışık kirliliği hakkında görüşlerine "Birçoğumuz kirliliğin sadece hava, su ve toprakta olduğunu düşünürüz oysaki ışık birçok problemi ortaya çıkarabilecek büyük bir kirleticidir. Yapay ışığın uygunsuz veya aşırı kullanımı, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve iklim açısından ciddi çevresel sonuçlar doğurmaktadır. Işık kirliliğinin esas kaynakları, sokak aydınlatmaları, park, bahçe ve spor alanlarının yanlış ve aşırı aydınlatmaları; turistik tesislerin, binaların dış cephe aydınlatmaları, reklam panoları; iç mekân, vitrin aydınlatmaları; güvenlik amacıyla yapılan aydınlatmalar, evlerden, binalardan taşan ışıklardır. Bu ışıklar insanların aydınlatılmasını istediği alanlara odaklamak yerine, gökyüzüne saçılmaktadır ve bu ışıklar için harcanan elektrik de boşa harcanmaktadır. Bu harcanan elektriğin kaynağının da fosil yakıtlar olduğu unutulmamalıdır. Aslında bu kaynaklara bakıldığında ışık kirliliğinin endüstrileşmenin bir yan etkisi olduğu söylenebilir" şeklinde yer verdiler.
CANLILARIN RİTMİNİ BOZUYOR
Öğrenciler özellikle ışık kirliliğini ve bu atık sürecinin etkilerini daha iyi anlayabilmek için araştırmalarına devam ederken birçok uzmandan görüş aldılar. Çevrenin genç sözcüleri olarak Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Türe ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay da öğrencilere katkı sağladı.
Cengiz Türe "Hayvanların bulunduğu ortamı görmesi, avını izlemesi, düşmanından kaçması ve besinini bulması için gün ışığı yeterlidir. Eğer ışık istenilen standartların üzerinde ise hayvanların metabolizmalarındaki dengeli ve sağlıklı aktivasyonları bozulur. Bitkilerde ise fazla ve zamansız ışık fotosentez ritmini bozar, lezzetli meyve ve sebze üretimini engeller. Ayrıca, kelebek ve böceklerin hareketleri ışıktan etkileneceği için bitkilerdeki tozlaşma davranışları da etkilenir" dedi.
Tolunay ise "Ateş böcekleri eşini karanlıkta bulabilir, aydınlıkta bunu yapamaz. Kuşlar, göç zamanlarında fazla ışıktan dolayı yönlerini bulmakta zorlanır ve ayrıca ışıl ışıl gökdelenlerin etrafında sürekli dönerken yorulur ve düşüp ölürler. Ayrıca kuşların kuluçka zamanlarında yumurtadan çıkış süreleri de ışıktan etkilenir. Türleri tükenme tehdidi altında olan Caretta Caretta yavruları yumurtadan çıkıp denize ulaşmak için ayın yansımasını kullanırken fazla ışık olduğunda yönlerini bulmaları zorlaşır. Balıklar ise sürekli ışık alan ortamda yüzerken yorulur ve büyüyüp gelişemez" bilgisini verdi.