Oyuncak Hikâyesi /
Toy Story, tamamen bilgisayar teknolojisi kullanılarak yapılan ilk uzun metraj animasyon filmi olarak 1995'te görücüye çıkmıştı. Yapım o kadar beğenildi ki film, dünya çapında 362 milyon dolarlık bir hasılat elde ederek, 1995 yılının hasılat şampiyonu oldu. Seyircilerden gelen olumlu tepkileri, eleştirmenlerin ve Oscar ödüllerini dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin övgüleri takip etti.
Oyuncak Hikâyesi, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Orijinal Müzik ve En İyi Orijinal Şarkı dallarında Akademi ödüllerine aday gösterildi ve filmin yönetmeni John Lasseter da, 'Özel Başarı Oscarı'nı,
Oyuncak Hikâyesi ekibinin lideri olarak kucakladı. Böylece
Oyuncak Hikâyesi, senaryosuyla Oscar adaylığı alan, ilk uzun metraj animasyon film olarak tarihe geçti. Dahası da var. Amerikan Film Enstitüsü,
Oyuncak Hikâyesi'ni '100 En Büyük Amerikan Filmi' listesine aldı. Böylece
Oyuncak Hikâyesi efsanesi başlamış oldu. İlk filmi, 1999'da ikincisi takip etti. Tamamı dijital ortamda yaratılan bu devam filmi, ilk filmi hasılat bazında geçti ve serinin başarıyla devam edeceğini kanıtladı. Fakat hikâyenin son filmi için 11 yıl daha beklememiz gerekti.
Oyuncak Hikâyesi 3, 2 Temmuz'dan bu yana ülkemizde de gösterimde.
Oyuncak Hikâyesi 3'ün yapımını başlatmak için yapımcı şirket Pixar, ilk iki
Oyuncak Hikâyesi filmlerini yapan ekibi bir araya getirmiş. İlk iki filmin yönetmeni John Lasseter, üçüncü filmde yönetmenlik koltuğunu Lee Unkrich'e bıraktı ama
Oyuncak Hikâyesi'ne katkılarını yapım ve yazım aşamasında sürdürdü.
Oyuncak Hikâyesi 3 ekibinde, Andrew Stanton, Michael Arndt, Pete Docter, Darla K. Anderson, Bob Peterson ve Jeff Pidgeon de yer alıyor.
FİLM BİZİM HAKKIMIZDA
Serinin üçüncü filminin yönetmeni Lee Unkrich: "Devam filmini yaratmak zor olsa da, ilk iki filmi yapan aynı yaratıcı ekiptik," diyor ve hikâyenin nasıl gözlerinde canlandığını anlatıyor: "Kahramanlarımız olan oyuncakların sahibi Andy'nin büyümüş olduğu fikriyle ortaya çıktık. Aynı zamanda da Andy'nin favori oyuncağı Woody ve diğer oyuncakların yuvaya gidecekleri fikriyle devam ettik. Andrew Stanton, herkesi heyecanlandıran bir senaryo taslağı çıkardı. Bu benim ve Michael Arndt'ın hikâyeyi ciddi bir şekilde işlemeye başladığımız an oldu." Böylece, yeni filmin öyküsü ortaya çıkmış. Andy üniversiteye gitmeye hazırlanırken, sadık oyuncakları da yuvaya verilir! Filmin başyapımcısı John Lasseter: "Oyuncak Hikâyesi, her zaman bizim hakkımızdaydı," diyor. 'Kocaman adamlar'dan böyle bir şeyi duyduğunuza şaşırıyorsanız, Lee Unkrich'in anlattıklarına dikkat etmeniz gerek: "Çocuklarımız olmadan uzun zaman önce, karım ve ben Batı Hollywood'dan Pasadena'ya taşınıyorduk. Eşyalarımızı toparlıyor, çöp poşetlerini artık istemediğimizden emin olduğumuz şeylerle dolduruyorduk. Görev icabı ben de o poşetleri binanın arkasındaki bidona götürüyordum, özellikle de çok büyük bir poşeti... Birkaç hafta sonra, yeni yerimize yerleşirken eşim bana peluş hayvanlarını görüp görmediğimi sordu. Çocukluğundan beri sakladığı peluş hayvanlarından hiçbirini bulamıyordu. Ben de hangi kutuya koyduğunu sordum ve o da kutuda olmadıklarını, büyük bir çöp poşetinde olduklarını söyledi. O anda mideme büyük bir sancı girdi çünkü ne olduğunu biliyordum." Unkrich devam ediyor: "Oyuncak Hikâyesi 3'te, Andy'nin annesinin çöp poşetini bidona indirdiği an, karımın oyuncaklarıyla olan anılarını ölümsüzleştiriyor."
KLASİK DOKUDAN KOPMADIK
Hikâye ortaya çıkınca, Oyuncak Hikâyesi ekibi karakterleri canlandırmaya başlamış. Yönetmen Lee Unkrich, tüm animasyon ekibi için en zor olan şeyin, Oyuncak Hikâyesi dünyasına sadık kalmak olduğunu söylüyor. Oyuncak Hikâyesi 3 için çalışan animasyon ekibinin daha modern modellere alışmış olması, yapımın yüzleştiği sorunlardan biri haline gelmiş. Yönetmen Unkrich "Tüm Oyuncak Hikâyesi karakterlerinin önceki filmlerdeki gibi hareket etmesine ihtiyacımız vardı," diyor. Nedeni basit. Karakterler, başka bir Pixar animasyonu olan Ratatuy'da olduğu gibi incelikle ve ayrıntılı bir şekilde hareket etselerdi, kendileri olmaktan çıkarlardı. "Elimizdeki kısıtlamaları kabul etmeli ve bu sınırlar dahilinde çalışmalıydık," diyen yönetmen, karakterlerin hatırladıkları gibi olmaları için sürekli kontrol yaptıklarını söylüyor.
ÜÇÜNCÜ BOYUTA GEÇİŞ
Oyuncak Hikâyesi'nin son filmi, üç boyutlu olarak karşımıza çıktı. Yapımcıların bu konuda da söyleyecekleri var. John Lasseter: "En baştan beri bilgisayar içinde dünyanın gerçekten üç boyutlu olduğunu biliyordum. Sanki biz hep üç boyutlu filmler yapıyorduk da seyirci şu ana kadar onu bu şekilde görememişti. Filmi tek gözü kapalı izlemek gibiydi. Geçen yıl Oyuncak Hikâyesi ve Oyuncak Hikâyesi 2'nin üç boyutlu versiyonlarını çıkardık. Unkrich'in dinamik sahnelemesiyle ve canlı aksiyon film yapımcılığı konusundaki bilgi ve eğitimiyle Oyuncak Hikâyesi 3 şimdiye kadarki en görkemli üç boyutlu film oldu. Filme teknik açısından bakan stereoskopik süpervizör Bob Whitehill ise üçüncü boyutun, sol ve sağ göz mesafeleriyle alakası olduğunu söylüyor ama film oyuncak dünyasında geçtiği için bu farkı daraltmaları gerektiğini belirtiyor. Oscar'lı Yukarı Bak'ta (Up) da görev alan Whitehill: "Yukarı Bak'ta, 6 cm.'lik kamera farkı varken, Oyuncak Hikâyesi'nde 8,5 mm.'lik fark ayarı yapıldı. Bu, oyuncağın bakış açısını tutturmakta büyük fark yarattı ve ölçüyü hissetmeyi daha çok sağladı."