Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Peru'yu ve kültürünü çocuklar da tanımalı

Her gezi, her tanıdığım yeni kişi bakış açıma, bilgi dağarcığıma yeni şeyler katıyor. Bu nedenle gittiğim, gördüğüm yerleri, oraların çocuklarını, gençlerini, anne ve babalarını sizlerle paylaşmaktan hoşlanıyorum. Yılbaşı bir bahane oldu ve çok merak ettiğim Peru'ya gittim. Peru, Latin Amerika ülkesi. Diğerlerinden en büyük farkı, İnka Uygarlığı'nın gizemi ve Machu Picchu'nun özelliği. Bekleme sürelerini saymazsanız yaklaşık 16 saatlik bir uçuş sonrası Lima Havaalanı'na iniyorsunuz. Şehir merkezine doğru ilerlerken ilk aklıma gelen, sanki 1970'li yıllardaki Türkiye'ye geldiğimdi. Birçok büyük şehir gibi yoksullukla zenginliğin iç içe geçtiği ama yoksulluğun hemen göze battığı bir şehir Lima. Sokaklarda bir şeyler satan, dilenen çocuklar o kadar dikkat çekiyordu ki, bütün eksiklerimize karşın bu konuda çok yol aldığımızı bir kez daha gördüm. Ucuz bir şeyler almak için bakkallar önünde uzun kuyruklar, modellerini çoktan unuttuğum eski otomobiller ve onların etrafa saçtığı yoğun egzoz kokusu, önlerine atlayan çocuklar ve inşaat halinde bir okyanus sahili var. Sahilde yapılaşma yok. Herkese açık. Şimdi de tümüne halk için plajlar yapılıyor.

YOLLARDAKİ ÇOCUKLAR
Lima sokaklarında en az çocuklar kadar, farklı üniformalı kişiler de görüyorsunuz. Hemen hemen her dükkânın kendi özel güvenliği var. Şehir merkezindeki evlerin hepsi yüksek duvarlar, onların üzerinde teller ve kameralarla çevrilmiş. Bu görüntü bile suç oranları hakkında bilgi veriyor. Genç nüfusu çok, kürtaj yasak, doğum kontrolü kısıtlı. Şehirlerde aile başına çocuk sayısı iki-üçe düşmekle birlikte kırsalda yüksek. Aileler çocuklara bakmakta zorlanıyor. Son yıllarda devlet, ailelere 100 soles çocuk yardımı vermeye başlamış. 1 soles'in yaklaşık 50 kuruş olduğu düşünüldüğünde yetersizliği anlaşılabilir. Özellikle işsiz ve denetimsiz gençler arasında artan alkol kullanımı ve şiddet, halkı endişelendiriyor. Bütün gezi boyunca en dikkatimi çeken ve özendiğim şeylerden biri, tüm ülkede gördüğüm temizlikti. En yoksul semt, dağ başı, gezi yeri, sahil tertemizdi. Bir pet şişe, kâğıt parçası, bir çöp ya da sigara izmariti görmedim. Büyükler atmayınca, çocuklar da atmıyordu. Machu Picchu yolunda hep çocuklar vardı. Issız yollarda, dağlarda, sokaklarda... Okullar yerleşim alanlarının ortasında. Her gün iki saat yol giderek okula ulaşan çocuklar var. Ulaşım için yürüme ve bisiklet en sık kullanılan yöntem. Buna rağmen okula devam oaranları çok yüksek. Bu bölgedeki en ilginç yer Patakancha'ydı. Anlamı 'doruktaki yer' olan bu yerleşim yerine elektrik ve yol beş yıl önce gitmiş. Hâlâ kapalı bir şekilde kendi gelenekleriyle yaşayan bir topluluk var orada. Herkes rengârenk kıyafetleri ve ilginç şapkalarıyla dolanıyor ama çorap giymiyor. Şapkaların biçimleri hem hangi gruba ait olduklarını hem de evli mi bekâr mı olduklarını gösteriyor. Erkekler çiftçilik yaparken, kadınlar alpaga yetiştirip, onların tüylerinden el işi üretiyor. Çocuklar da onlarla beraber çalışıyor. Uzun zamandır kara sabanla toprak süren babaoğul görmemiştim.

İKİ BUÇUK SAATLİK TIRMANIŞ
En iyi bilinen İnka kalıntısı olan Machu Picchu'dayım... Çiçekçilerde gördüğümüz orkidelerin her rengi hem bahçelerde hem de doğada bulunuyor. Gerçek İnka yolundan yürüyerek giderseniz sizi dört günlük bir yürüyüş bekliyor. Ama diğer yoldan gittiğinizde iki buçuk saatlik bir tırmanmayla en tepeye ulaşıp, uygarlığı oradan izleyebiliyorsunuz. Çevrede pek çok turist ve onların çocukları vardı. Bebekler hariç hepsi şikâyet etmeden, sorular sorarak aileleriyle yürüdüler. Yorulduğu için söylenip kucağa alınmak isteyen olmadı. Ve Cusco şehri dönüşten önceki son şehirdi. Tarihi özelliklerini koruyan, Lima'nın İspanyolluğuna karşı İnka kalan ve bunun için çaba harcayan bir kent. Son gece sokaklarda gezerken yalın ayak, elindeki el yapımı şapkaları satmaya çalışan bir kız çocuğu vardı. Henüz iki yaşlarında... Sevip, fotoğrafını çekmek istedim. Yanındaki erişkin, karşılık olarak bir şey satın almamı istedi. Ben de şaka yollu "Bu bebeği isterim," dediğimde, "1 soles ver, al," dedi. Fotoğrafı çektim. Çocuğun eline 1 soles'i verdim. Başını okşadım. Ve tüm dünyada ihmal edilen, bakılamayan, sokak kültürüne bırakılan çocukların yüreğimde hissettiğim acısıyla ayrıldım. Peru, İnkalar, kültürler, yemekler, ilişkiler... Yazılacak, anlatılacak çok şey var. Yer olmadığı için, çocukları-gençleri, benzerlikleri-farkları paylaştım. Çocuklarla gidilerek, tanınması gereken bir kültür ve yeni ufuklar açacak bir yer olduğununu vurgulayarak bitirelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA