Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Güleriz ağlanacak hallerimize!

Kaç gündür kimler itiraz edecek, kimler gerçeği görecek diye bekliyorum. O kadar az sayıda gazeteci ve başka mesleklerde çalışanlardan tepki geldi ki, yitirdiğimiz değerleri ve göremediğimiz felaketleri bir kez daha gözden geçirmek zorunda kaldım.

TELEVİZYONDAKİ SINIF BAŞKANLARI
İzlemeyen var mı? Önce internete girdi, sonra tüm kanallar yayınladı. Peşine gazetelerde haber oldu. Sınıf başkanı ve yardımcısı diğer öğrencilere bir konuşma yapıyor. Bu konuşmada çocuklar kendi yoksulluklarını anlatarak, arkadaşlarına adeta yalvarıyorlar. İki küçük çocuğun yaşıtları önünde bu tür bir konuşma yapması yeterince acıtıcı. İnsan bu konuşmaların öğretmen olmayan bir ortamda yapıldığını düşünerek, "Şimdi öğretmen gelir ve müdahale eder. Yaşıtları önünde öğrencilerinin küçük düşmesine, onarılmayacak yaralar almasına engel olur," diyorsunuz. Ve fark ediyorsunuz ki öğretmen orada ve engel olmak yerine, çocukları sözleriyle teşvik ediyor. Bitmiyor ve öğreniyorsunuz ki bu çekimi yapan öğretmenin kendisi, üstelik yayınlayan da. Öğretmenin görevi çocukları korumak, incinmelerini, ruhlarının onarılmaz yaralar almalarını engellemek. Oysa hepimiz bu haberi okuduk ve tüm bunları göz ardı edip, yırtık çizmelere takıldık. Binlerce çocuğun su alan çizmelerle okula gittiğini, bir o kadarının çizmesinin bile olmadığını bilmek için sınıfta korumakla yükümlü olduğu çocukları, arkadaşları önünde bu duruma sokan, kişisel haklarına saldırarak filme alıp, internete veren öğretmenlere ihtiyacınız varsa, denecek bir şey kalmıyor. Olay burada bitmedi. O yaş çocuklarının uykuda olması gereken saatte, bırakın televizyona çıkmayı, izlemelerinin bile uygun olmadığı saatte şov programına konuk ettik. Yoksulluklarını anlatmalarını istedik. Onlar çocuktu. Kendilerine yapılan haksızlığı fark bile etmeden öğretmenlerine sevgilerini izledik. O sevgi nedeniyle onları ve onlar gibi olanları korumaya çalışanlara söylediklerine güldük. Sunucu, konuklar ve eminim ekran başında olanlar güldü. Ağlanacak halimize hep beraber güldük. Kendi çocuğumuza yapılsa kıyamet kopartmamız gereken bu çocuk sömürüsüne güldük. Umarım, çocukları programa çıkaranlara RTÜK, bu konuşmayı yaptırıp, filme alıp, internete verenlere kanunlar gerekli yanıtı verecektir. Peki diğerlerine? Bütün süreci çocuklarla birlikte haber yapıp sömürenlere ve izleyip, 'vah vah' diyerek gülenlere ne olacak? Herkesin vicdanını bir yoklayıp, düşünmesini diliyorum. Filmsiz, şovsuz çocuklarımız için ne yapabileceklerini düşünmelerini, yoksulluğu bile ün kapısı yapmadan bazı değerlerimizi hatırlamalarını... Ve izlediklerinin, okuduklarının bazen gerçekte ne anlama geldiğini düşünmelerini, anlamalarını...

TRT'DE ŞAKA!
TRT'nin izlenirlilik oranlarını artırma çabasına da bir yorumda bulunacağım. Bir şaka programı yayınladılar. Şaka programı adına hiç yakışmayan bir olay. İki tane yaka bağır açık, psikopat tip ellerinde sopayla bir genci durduruyor. Kimlik soruyor, kimliğini alıyor, tehdit ediyor, zıplamasını istiyor ve sonra şaka diyerek bu aşağılamadan para kazandığını söylüyor. Oyunculardan biri programı hazırlayanmış. Eğer şaka ya da komik bir şey yaptığını sanıyorsa çok yanılıyor. Bir gün yolda, benzer biri tarafından şiddete uğrarsa "Bu olayları basitleştirmekte, normalleştirmekte, özendirmekte benim payım nedir?" diye düşünecek mi acaba? Sopası olanın güçlü, şiddetin geçerli olduğunu, şiddetle her şeyi yaptırabileceğini öğreten bu programa şaka demek bir çeşit şaka olsa gerek. TRT, RTÜK denetiminden muafmış. Ama seyirci denetiminden değil. Bu genç veya ailesi yapanları, yayınlayanları mahkemeye verse kişilik haklarına saldırıdan hüküm giydirebilir. Ama biz insanlara televizyona çıkıp, ünlü olmak için her şeye katlanın, her şeyi yapın, üstelik para da kazanırsınız fikrini öğrettiğimizden bu olmayacaktır, unutulacaktır. Eminim çocuklarına şiddetin güç olduğunu, kaba güce boyun eğmek gerektiğini öğrettiğini fark bile etmeden programı izleyip gülenler olmuştur. Ağlanacak halimize gülerken yitirdiklerimizi, kaybettiğimiz gelecek kuşağı fark etmemiz gerek. Medya çocukları ve gençleri etkiliyor mu? Evet etkiliyor. Onları kim koruyacak? Ne izlediğini, izlediğinin anlamını anlayabilen erişkinler. Koruyamazsak ne mi olacak? Ağlanacak hallerimize gülerken, gerçekten gülecek kadar sağlıklı bir ruh sağlığımız ve toplum yapımız kalmayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA