Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Flört edemiyorum!

Oldukça ataerkil bir ailede dünyaya gelmiş. Esmer güzeli. Uzun boylu ve çok alımlı. Üstüne üstlük bir de akıllı. Önemli bir şirketin önemli bir yöneticisi olmuş. Gel gelelim hayatında düzgün giden bir ilişkisi olmamış. Benimle çalışmak istediğinde, kendini tarif ederken şöyle diyordu: "Çok sert mizaçlıyım. Elimde değil, bu benim karakterim. Galiba biraz da bu yüzden erkeklerle aram yeterince iyi değil." Oysa ilişkilerde 'sert mizaç' diye bir tanımlama yoktur, biliyor muydunuz? Karakter özelliği zannettiğiniz pek çok davranış biçimi, aslında bilinçaltınızdaki baskın korkulardan ve olumsuz inanç kalıplarından gelir. Mesela "Ben cilveli davranmayı bilmem Seda Hanım, flört de etmem, bunlar bana yapmacık geliyor. Herkes olduğu gibi davranmalı," diyebilen bir kadının duygusal dünyasına girdiğimizde muhakkak kendisini engelleyen inanç kalıpları ve yine en kökte değersizlik duyguları bulabiliyoruz. Değersizlik duygusu her kadında biraz olsun vardır, ama bunun da ötesinde başka olumsuz duygular da rol oynar. Bu esmer güzeli kadın ile biraz flört üzerinde çalışmaya başladık. Tam hayatına hoşlandığı bir adam girdiğinde, birkaç görüşme sonunda adam esrarengiz bir biçimde aramamaya başlıyordu. Sıkı takibe aldığımda gerçekten de genç kadının lüzumundan fazla sert çıkışlar yaptığını, düz ve çok katı cümleler kurduğunu fark ettim. Adamlar yakınlaşmaya çalıştıklarında sert bir duvara tosluyorlardı. Oysa genç kadın çok güzel bir ilişki, güçlü ve gerçek bir erkek olduğunu hissettirecek bir adamı hayatına almak istiyordu.

BABAYA DUYULAN ÖFKE İLİŞKİYİ DE ETKİLİYOR

Öyleyse arada nasıl bir problem oluyordu? Genç kadın, erkeğin her yaklaşımında sert cevaplar vermesinin ardında 'ÖFKE'nin yattığını fark ettik. Öfkesi gerçekte babasına ve ağabeyineydi. Ama onlara olan duygusunu baskılamak zorunda kaldığı ve üzerinden çok uzun yıllar geçtiği için bütün sertliğini diğer erkeklerden çıkartıyordu. Önyargılıydı. Bütün erkekler sanki babası gibiydi. Tipik bir ataerkil aile olarak, kız çocuğunu, oğulları için hizmet ettirmişlerdi. Oğlan daha değerliydi. Her ikisi de okutulduğu halde oğlan daha fazla ilgi görmüştü. Babası, kızına "Aferin," demek için sadece okul başarısını ya da sert ve güçlü özelliklerini fark etmişti. Başarısız olduğunda derhal eleştiriliyordu. Annesi oğlunun meyvesini bile soyup eline verirken, babası "Paşa oğlum," diye övgülerle oğlunu yetiştirirken, kız kendi başının çaresine bakmaya ve güçlü olmaya alışmıştı bile. Kız olmasına izin verilmiyordu ki... Ya da en azından bu özellikleri hiç teşvik edilmemişti. Bir yandan da babasına ve ağabeyine kayıtsız şartsız saygı duymak zorundaydı. Ve bu yüzden içinde hiç ifade bulmayan bir öfke geliştirmişti. Gizli tutmak zorunda olduğu için de bilinçaltında olumsuz kalıplar yaratmıştı: - Bütün erkekler zayıftır. Onları kadınlar çekip çevirir. - Erkekler kadınların üzerinde bir yüktür. - Erkekler kadınlara değer vermezler. Sadece cinsellik için kullanırlar. İşte bu kalıplar, her flört etmek istediğinde karşısına dikiliveriyordu. "Bıktım Seda Hanım. Benim koskoca ağabeyim artık evli ve 35 yaşında. Ama hâlâ her angaryasını benim yapmamı bekliyor. Bu yüzden de hayatta hiç becerikli değil. Garsondan hesabı bile bana istetir. Bir yere tatile gideceklerse, 'Nereye gidelim?' diye bana sorar. Hiç iyi bir organizatör değildir. Halbuki ben adam gibi adam istiyorum. Şöyle beni yormasın. Tatil ya da yemek programlarını bana hiç sormadan yapıversin. Benden para istemesin. Her işini bana yaptırmaya kalkışmasın. Çok sıkıldım. Bunların yük olmasını istemiyorum artık bana..." Muhtemelen flört ederken de adamların en ufak bir hareketi, babasını ya da ağabeyini çağrıştırdığında onlara sert davranıyordu. Uzun bir çalışmaya girdik. Yakında kendisinden mutlu haberler bekliyoruz. Bu arada lütfen unutmayın. Dişi bir kadın yumuşaktır. Flört etmenin çok önemli bir dil olduğunu, partner seçiminde en önemli aracın flört etmek olduğunu bilir. Kabul vericidir. Ama kabul vermek, ezilmek demek değildir. Sınırlarını iyi çizer. Sınırları konusunda çok nettir. Ama bunu düz ve sert bir dil ve önyargıyla değil, sadece ihtiyaç duyduğunda yumuşacık ve uygun bir dille yapar. Umarım artık çocuklarımızı yetiştirirken, gizli cinsiyet ayrımını bırakırız. Çünkü sonuçları hiç ummayacağınız ve arzu etmeyeceğiniz şekillerde ortaya çıkıveriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA