- Sadece yazım açısından kastetmiyorum, neden bu kadar karmaşık bir yapının inşası işine giriştiniz?
- Bunu ben de kendime soruyorum. Ama ben içgüdüleriyle hareket eden bir yazarım. Kendi içgüdülerimi, iç dürtülerimi izliyorum. Eğer başlangıçta, müzenin beni bu kadar yoracağını bilseydim... Yani sosyal ilişkilerin getirdiği yorgunluktan bahsediyorum, yaratıcı çalışmanın hoşuma giden yorgunluğundan değil! İnsanlarla işten konuşmak, paradan konuşmak, bunlar beni yordu. Hemen sinirlenmeye başladım. Kandırmak isteyenler, kalitesi düşük işler getirenler, bunlar sabrımı tüketti. İyi bir iş adamı, kandırılacağını anladığı zaman kontrolünü kaybetmeyen insandır. Maalesef ben değilim. Eğer bana bütün bu zaman kaybına ve ve sinire malolacağını bilseydim, muhtemelen yapmazdım.