Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AHMET ÖRS

Kanser tehdidi altında

İlk kez 1909 yılında New York'taki bir parkta ortaya çıkan, 1939'da parkın bütün ağaçlarını kuruttuktan sonra hızla dünyaya yayılan bir tür mantar, ne yazık ki 1968'dan bu yana ülkemizin kestane ağaçlarına da dadandı. Kestane kanseri olarak bilinen bu hastalık, Bursa'nın o ünlü kestane şekerinin geleceğini de tehdit ediyor. Bursa'da 40 yıl önce yılda 5 bin ton olan kestane üretimi, bugün sadece bin ton. Karadeniz'deki geniş kestane ormanları da gün geçtikçe bu hastalık yüzünden yok oluyor. At kestanesi bambaşka bir bitki türü; bu ağacın meyvesi 'aesculin' adlı bir zehir içeriyor ve yenmiyor. Yenilebilir kestanenin ise iki farklı türü var. Bunlardan şeker kestanesi daha çok Ege'de üretilen, aşılı kestanelerden elde ediliyor; daha iri ve lezzetli, özellikle kestane şekeri yapımında kullanılıyor. Çoğunlukla Karadeniz'de yetiştirilen, aşılanmamış kestaneliklerden ya da ormanlardan elde edilen daha küçük ve ayıklanması çok daha zahmetli türe ise kuzu kestanesi' adı veriliyor. Eskiden, şeker kestanesi bol bol bulunurken, kuzu kestanesine kimse dönüp bakmazdı bile. Giderek kuzu kestanesine de razı olmaya başladık. İnşallah bütün dünyada kestane ağaçlarını tehdit eden hastalığa bir çare bulunur da çocuklarımız ve torunlarımız sonbaharın gerçek müjdecisi bu güzelim meyveden mahrum kalmazlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA