Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Darılmaca yok

Aman, her şey bir tarafa, ortada birbiriyle kıyaslanacak, yarışacak, üzerine yorumda bulunulacak, arkasından dedikodusu yapılacak kadar Türk filmini aynı anda vizyonda gördük ya. Buna da şükür. Türkiye'nin ilk kült filmi (!) Firuze, cuma günü gösterime girdi. Spekülasyonlarıyla birlikte. Önce Özcan Deniz'in iddiası olan şu 'kült'lük meselesi tartışıldı. Sonra yine Özcan Deniz'in, "Benim kafadan bir milyon seyircim var'" demesi, bunun üzerine Haluk Bilginer'in de '"Eh bende de rahat vardır, şöyle bir 15 kişi. Aile efradım, eşim, dostum, akrabalarım" diye cevap vermesi. Filmin promosyonuna son katkı ise gala gecesi olanlardan geldi.

Demet Akbağ'ın BKM ve Yılmaz Erdoğan'la arasının bu film yüzünden limoni olduğunu öğrendik. Hatta Erdoğan'ın bu yüzden galaya bile gitmediğini. Akbağ BKM'nin oyuncusu ya. Bir başka yapımda oynaması, patronlardan Yılmaz Erdoğan'ı kızdırmış. E anacım O da 'hep bana hep bana' yani... Cem Yılmaz G.O.R.A'yı yaptı küstü. Demet Akbağ, Firuze oldu kızdı. Eh sen, Türkiye'nin iki müthiş yeteneğine, filmlerinde 'yardımcı rol' reva görürsen, onlar da kendilerini başrole layık gören birilerine 'eyvallah' derler tabii... İlk Vizontele'de perdede görünme süresinin 'tüm güdüklüğüne rağmen', Demet Akbağ ve Cem Yılmaz bal gibi de filme damgalarını vurmuşlardı. Bunu görüp, ikinci de Akbağ'ın oyun gücüne bu kez hürmette kusur edilmeyecek diye ummuştuk, ama bu kez de yok Deniz Akkaya'ydı, yok Tuba Ünsal'dı, yine filmin sahipleri gibi tanıtıldı ve hatta 'davranıldı'. Yılmaz Erdoğan'ın bu durumda küsmeye de darılmaya da hakkı yok. 'Var yemezin malını yerler' hesabı!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA